29 Aralık 2013 Pazar


                    ŞİİRİN DİNİ İMANI 
                    MEZHEBİ OLMAZ 
                  
    
                
Hunat Oteli İşletmecisi olan aynı zamanda Kaysader Kurucu Üyesi ve Çıngı Dergisi Şairi Mustafa Ferit YILDIZ bize Kayseri’de sanatsal faaliyetlerin son durumundan bahsetti.




Öncelikle bize kendinizden ve sanatçı kişiliğinizden bahsedebilir misiniz?


Ben 1960 Kayseri Amarat kasabası köyünde doğdum. İlkokul 1. 2.

 ve 3. Sınıfı kasabamızda 4. ve 5. Sınıfı Nuri Has ilkokulunda

 okudum. Çocukken orak tarlalarında hasat zamanı dinlediğimiz 

bozoklar yanık türküler ve ağıtların etkisinde kalarak sanata ilgi ve 

alaka duydum. Bilmiyorum birazda ben şairliği şu şekilde

 yorumluyorum. Cenabı Allah herkese bir yetenek yüklemiştir.

 Her insanda bir yetenek vardır. Ama o yeteneğe işleyip açığa

 çıkarıp bunu harmanlarsa o yetenek gelişir. Belki derim misal

 dünyanın en ünlü sanatçısı olacak ressam olacak nice kişiler

 vardır ki ama o yetenek kendiyle mezara gömülmüştür. O

 yeteneğinin üzerinde durulmadığı için öyle bir yorum

 yapıyorum. Bazen bakıyoruz öyle bir resim yapıyor ki sanki 

gerçek gibi bir fotoğraf makinesiyle çekilmiş gibi. Veya yazar 

bir şiir yazıyor ki emsali görülmemiş olabiliyor. Etkinliklere

 gittiğimizde bir şiirin duygusu ritmi kafiyesi düzeni her açıdan

 hiçbir kurala uyulmadan oluşturulan şiirlerden dolayıda

 üzüntü yaşıyorum

2002 yılında kendi Amarat Kasabamı anlatan Mustafa İBAKORKMAZ’ın da katkılarıyla çıkardığım Amarat kasabası adlı kitabımda oranın kültürünü yansıtan unsurları harmanlayarak bu kitabı hazırladım. 2004 ‘de 1. 2008’de de 2. Şiir kitabım yayımlandı. Şuanda Amarat adında inceleme araştırma kitabım ve 2 tanede şiir kitabım bulunuyor. Şuan bu kitabım üniversitede bitirme tezi olarak kullanıyor. Erciyes üniversitesi öğretim görevlisi Bekir Oğuz BAŞARAN Mehmet GENÇ isimli öğrencisine bitirme tezi olarak verdi. Bu arada 3. senemizi bitirdiğimiz Kayseder olarak bilinen derneğimizi kurduk. Aynı zamanda mayıs ayında oda 3. Yılını tamamlayacak. Çıngı dergisini yayınladık. Edebiyatımıza kültürümüze elimizden geldiği kadar destek olmaya çalışıyoruz. Ben aslında edebiyat ortamını da şöyle bir benzetme yapacağım. İşte bu sınıflandırmayı ustalar taşeronlar amelyalar ve çıraklar olarak ayırıyorum. Onu neden bu şekilde ayırıyorsunuz diye sorarsanız. Diğer arkadaşları akil gördüğümden değil de, şimdi bu edebiyatı şair roman deneme makale her şeyi içine katarak şöyle diyorum. Şimdi bazı kişilerde şu düşünce var. Öyle bir kitap yazayım ki bu kitabım satılsın şu kadar para kazanayım. Yani amacı edebiyatımıza gelecek neslimize güzel bir miras bırakayım değil de yazayım da hep kazanayım fikri hakim oluyor. İkinci bir kişiler vardır ki bunlar ustadır. Hem yazayım der hem de satılmasa da edebiyatımıza bir katkısı olsun diye düşünür. Maddi kısmını sinesine çekenlere ben usta diyorum. Gelecek nesillere bir eser bırakayım diyor. Ben tüm sanatçı ve yazarların elinden tutulması gerektiğini ve kitaplarının satılmasında yardımcı olunmasını istiyorum. Birde çıraklar var. Şairim deyip de bir şeyler yazamayan kendini geliştirmeyen kalıbı ölçüyü bunları bilip kullanması uygulaması gerekirken bir şey yapmayan şairlerinde olduğunu da düşünüyorum. 


Çıkarmış olduğunuz şiir kitapları var. Bunların içerikleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?


Ben 1980 yılından beri edebiyatla iç içeyim. Rahmetli Ali Çatağın kurmuş olduğu derneğimiz vardı. Bu derneğe katılırdım ve büyük haz alırdım bulunduğum ortamdan. O yönden bir gün iş yerimde otururken Ali Çatak yanında Aşık Mahrumi ile beraber Mustafa’ya bir mahlas verelim dedi. Aşık Mahrumi de Hazani diyelim dedi. Bir dörtlük yazdı ve bana verdi.
Aşık hazaniyim arz ettim halim
Güldürmedi beni kötü kaderim.
Ta ezelden beri şansım pek zalim
Rabbim sen var iken kime giderim. 
Bu dörtlüğü verdi ve mahlasın hazani olsun dedi. Şimdi şöyle
bir durumda oldu. Bu mahlası layıkıyla taşımakta önemli bir
hadisedir. Sonra öyle bir hal alıyor ki bu mahlas seni zora da sokuyor. Çünkü
tüm şiirlerin tapşırman ve mahlasını kullanma durumun gerekiyor.

                                                      KAYSERİNİN YEŞİLHİSAR İLÇESİ


Çalışmalarınızla ilgili Belediye ve diğer üst kurumların desteği ne şekilde oluyor?

Ben bu duruma üzülüyorum. Belki farklı algılanacak ama ben bunu yıllardır söylüyorum. Büyüklerimiz bunu bir özeleştiri olarak değerlendirsinler. Katıldığımız bazı ortamlarda işletme sahibi cömert yardımsever bir kişinin ben 2006 yılında büyük Mevlaların olduğu beste yarışması düzenlemişti. Bu işte çok güzel bir şey değil mi. Dine karşı değiliz ama camilere yapılan yardımların biz sanatçı camiasında yardıma ihtiyacı olan kardeşlerimize de yardımcı olmaları gerekiyor. Kayserimizde kültürümüz yaşatmakta halkımızın da destek olması gerekiyor. O yüzden diyorum ki yardım toplanmak istense camiler gibi herkes yardımda bulunuyor. Ama biz bir etkinlikte bulunmak istediğimizde halkında katılımıyla bir kültür programı yapacağız dediğimiz zaman bu desteği bulamıyoruz. Kayseri de hiçbir üst kurum görevlileri belediyeleri iş adamları olumlu bakmıyor, yeterli ilgi ve alakayı göstermiyor. Sanki buna yapılan beyhude olmasa da olur gözüyle bakıyorlar. Hem kültürel açıdan hem de kayserinin geleceği açısından çok önemli bir durum arz ediyor. Kayseri’de maneviyata verdiğimiz önemi kültürümüze de vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrıca Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Yoğun burcu kültür evi haline getirmesinden dolayı da onlara minnettarız. Şuan bütün sanat camiası orda oturup muhabbet ediyoruz. Ben orayı üniversitenin şehir kampüsü olarak görüyorum. Orası olmasa gideceğimiz yer yok. Orası üniversitelerinde uğradığı bir ortam haline geldi. 


Şiirlerinizi ya da faaliyetlerinizi tanıtmak istediğinizde sorunlarla karşılaşıyor musunuz?
Ulaşmak için biraz maddi yönden güçlü olmamız gerekiyor. Şimdi derneğimiz var ama maddi gücümüz yok. Gücümüz olsa afişler billboardlar hazırlayıp yapmak istediklerimizi tanıtabiliriz. Bunların hepsi maddi güçle alakalıdır. Bize bu destek verildiğinde biz bütün şehri bilinçlendirebileceğimize inanıyoruz.

Bize kurucularından olduğunuz Kayseder derneğinden de bahsedebilir misiniz?

On arkadaşımızla beraber bu derneği kurduk. Şuan da maddi sıkıntımız dışında her şey güzel gidiyor. Oda şöyle gücümüz yok. Şimdi mayıs ayında 3.yılımızı doldurduk. İki ayda bir çıkardığımız dergimizde masrafımız fazla oluyor. Gönül istiyor ki sponsorlar olsun. Şairlerimizin yol masrafını karşılasalar diğer iş yerlerinin yemek masrafını karşılaması gibi imkanlar sağlayabilirsek amaçlarımıza ulaşmamız daha kolay olacaktır. Bir destek bir ilgi bir alaka yok. Onu demek istiyorum. 

Çeşitli illerde şiir faaliyetlerine katılıyorsunuz. Bunun Kayseriyle durumunu karşılaştırabilir misiniz?

Ben her zaman söylüyorum abartmıyorum da. Türkiye de bütün iller arasından katılanlar şiirlerini okuyacak. Jüriler değerlendirecek ve bende bu konuda her zaman ilk üçe girer diye söylüyorum. Ben burada müthiş potansiyelin olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımda bu sözümün arkasındalar. Hangi şehre gidersek gidelim her zaman müthiş bir ilgiyle karşılanıyoruz. Biz dışarıdan gözlemliyoruz ve Kayserili şairlerin diğer şairlere göre daha fazla ilgi gördüğünü görüyoruz. Biz bunu görüyoruz aynı zamanda hissediyoruz. Şimdi burada hepsinin ismini tek tek söylemeye gerek duymuyorum ama diyorum ya bir yarışma olsa kayserinin alnının akıyla çıkacağını biliyoruz. 

Son olarak eklemek istediğiniz düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Ben bunun  sadece belediyelerle değil diğer kurumların yardımı ve desteğiyle sağlanacağını düşünüyorum. Kopuklukta çok var. Koordinasyon maalesef yok. Katıldığım bir program dönüşünde bir araç beni terminale bırakmıştı. Sizin göreviniz ne diye sorduğumda bana sağlık müdürlüğü personeliyiz demişlerdi. İşte diğer illerde ki farklı kurumların yapmış olduğu desteği görebiliyoruz. Bu şehirlerde sanat ve kültür uzun yıllar devam edecektir. Bizim şehrimizde bunun kopukluğu var. Birleşelim bir sistem kuralım ve bu alanları geliştirelim diye bir çalışma olmuyor. Ben öğretmenlerimizden öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkarmalarını sağlamalarını rica ediyorum. Hangi öğrencinin neye ilgisi olduğunu bulmaları gerekiyor. Resme şiire sanatsal her alana teşvik etmesi gerekiyor. Resim hocası yapsın edebiyat hocası önersin demesinler. Birlik ve beraberlik içerisinde bu eğitimler verilmeli. Temelden teşvik edilmesi öğrencinin derse teşvik edilmesi gerekiyor.
    

                          YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ



KAYSERİ DENİZ POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI

RÖPORTAJ FERHAT ERGÜL

HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder