ŞİİRİN DİNİ İMANI
MEZHEBİ OLMAZ
Hunat Oteli İşletmecisi olan aynı
zamanda Kaysader Kurucu Üyesi ve Çıngı Dergisi Şairi Mustafa Ferit YILDIZ bize
Kayseri’de sanatsal faaliyetlerin son durumundan bahsetti.
Öncelikle
bize kendinizden ve sanatçı kişiliğinizden bahsedebilir misiniz?
Ben 1960 Kayseri Amarat kasabası köyünde doğdum.
İlkokul 1. 2.
ve 3. Sınıfı kasabamızda 4. ve 5. Sınıfı Nuri Has ilkokulunda
okudum. Çocukken orak tarlalarında hasat zamanı dinlediğimiz
bozoklar yanık
türküler ve ağıtların etkisinde kalarak sanata ilgi ve
alaka duydum.
Bilmiyorum birazda ben şairliği şu şekilde
yorumluyorum. Cenabı Allah herkese
bir yetenek yüklemiştir.
Her insanda bir yetenek vardır. Ama o yeteneğe işleyip
açığa
çıkarıp bunu harmanlarsa o yetenek gelişir. Belki derim misal
dünyanın en
ünlü sanatçısı olacak ressam olacak nice kişiler
vardır ki ama o yetenek
kendiyle mezara gömülmüştür. O
yeteneğinin üzerinde durulmadığı için öyle bir
yorum
yapıyorum. Bazen bakıyoruz öyle bir resim yapıyor ki sanki
gerçek gibi
bir fotoğraf makinesiyle çekilmiş gibi. Veya yazar
bir şiir yazıyor ki emsali
görülmemiş olabiliyor. Etkinliklere
gittiğimizde bir şiirin duygusu ritmi
kafiyesi düzeni her açıdan
hiçbir kurala uyulmadan oluşturulan şiirlerden
dolayıda
üzüntü yaşıyorum
2002 yılında kendi Amarat Kasabamı
anlatan Mustafa İBAKORKMAZ’ın da katkılarıyla çıkardığım Amarat kasabası adlı
kitabımda oranın kültürünü yansıtan unsurları harmanlayarak bu kitabı
hazırladım. 2004 ‘de 1. 2008’de de 2. Şiir kitabım yayımlandı. Şuanda Amarat
adında inceleme araştırma kitabım ve 2 tanede şiir kitabım bulunuyor. Şuan bu
kitabım üniversitede bitirme tezi olarak kullanıyor. Erciyes üniversitesi
öğretim görevlisi Bekir Oğuz BAŞARAN Mehmet GENÇ isimli öğrencisine bitirme
tezi olarak verdi. Bu arada 3. senemizi bitirdiğimiz Kayseder olarak bilinen
derneğimizi kurduk. Aynı zamanda mayıs ayında oda 3. Yılını tamamlayacak. Çıngı
dergisini yayınladık. Edebiyatımıza kültürümüze elimizden geldiği kadar destek
olmaya çalışıyoruz. Ben aslında edebiyat ortamını da şöyle bir benzetme
yapacağım. İşte bu sınıflandırmayı ustalar taşeronlar amelyalar ve çıraklar
olarak ayırıyorum. Onu neden bu şekilde ayırıyorsunuz diye sorarsanız. Diğer
arkadaşları akil gördüğümden değil de, şimdi bu edebiyatı şair roman deneme
makale her şeyi içine katarak şöyle diyorum. Şimdi bazı kişilerde şu düşünce
var. Öyle bir kitap yazayım ki bu kitabım satılsın şu kadar para kazanayım.
Yani amacı edebiyatımıza gelecek neslimize güzel bir miras bırakayım değil de
yazayım da hep kazanayım fikri hakim oluyor. İkinci bir kişiler vardır ki
bunlar ustadır. Hem yazayım der hem de satılmasa da edebiyatımıza bir katkısı
olsun diye düşünür. Maddi kısmını sinesine çekenlere ben usta diyorum. Gelecek
nesillere bir eser bırakayım diyor. Ben tüm sanatçı ve yazarların elinden
tutulması gerektiğini ve kitaplarının satılmasında yardımcı olunmasını
istiyorum. Birde çıraklar var. Şairim deyip de bir şeyler yazamayan kendini
geliştirmeyen kalıbı ölçüyü bunları bilip kullanması uygulaması gerekirken bir
şey yapmayan şairlerinde olduğunu da düşünüyorum.
Çıkarmış
olduğunuz şiir kitapları var. Bunların içerikleriyle ilgili neler söylemek
istersiniz?
Ben 1980 yılından beri edebiyatla iç
içeyim. Rahmetli Ali Çatağın kurmuş olduğu derneğimiz vardı. Bu derneğe
katılırdım ve büyük haz alırdım bulunduğum ortamdan. O yönden bir gün iş
yerimde otururken Ali Çatak yanında Aşık Mahrumi ile beraber Mustafa’ya bir
mahlas verelim dedi. Aşık Mahrumi de Hazani diyelim dedi. Bir dörtlük yazdı ve
bana verdi.
Aşık hazaniyim arz ettim halim
Güldürmedi beni kötü kaderim.
Ta ezelden beri şansım pek zalim
Rabbim sen var iken kime
giderim.
Bu dörtlüğü verdi ve mahlasın hazani olsun dedi.
Şimdi şöyle
bir durumda oldu. Bu mahlası layıkıyla taşımakta önemli bir
hadisedir. Sonra öyle bir hal alıyor ki bu mahlas seni zora da sokuyor. Çünkü
tüm şiirlerin tapşırman ve mahlasını kullanma durumun gerekiyor.
KAYSERİNİN YEŞİLHİSAR İLÇESİ
Çalışmalarınızla
ilgili Belediye ve diğer üst kurumların desteği ne şekilde oluyor?
Ben bu duruma üzülüyorum. Belki
farklı algılanacak ama ben bunu yıllardır söylüyorum. Büyüklerimiz bunu bir
özeleştiri olarak değerlendirsinler. Katıldığımız bazı ortamlarda işletme
sahibi cömert yardımsever bir kişinin ben 2006 yılında büyük Mevlaların olduğu
beste yarışması düzenlemişti. Bu işte çok güzel bir şey değil mi. Dine karşı
değiliz ama camilere yapılan yardımların biz sanatçı camiasında yardıma
ihtiyacı olan kardeşlerimize de yardımcı olmaları gerekiyor. Kayserimizde
kültürümüz yaşatmakta halkımızın da destek olması gerekiyor. O yüzden diyorum
ki yardım toplanmak istense camiler gibi herkes yardımda bulunuyor. Ama biz bir
etkinlikte bulunmak istediğimizde halkında katılımıyla bir kültür programı
yapacağız dediğimiz zaman bu desteği bulamıyoruz. Kayseri de hiçbir üst kurum
görevlileri belediyeleri iş adamları olumlu bakmıyor, yeterli ilgi ve alakayı
göstermiyor. Sanki buna yapılan beyhude olmasa da olur gözüyle bakıyorlar. Hem
kültürel açıdan hem de kayserinin geleceği açısından çok önemli bir durum arz
ediyor. Kayseri’de maneviyata verdiğimiz önemi kültürümüze de vermemiz
gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrıca Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Yoğun burcu
kültür evi haline getirmesinden dolayı da onlara minnettarız. Şuan bütün sanat
camiası orda oturup muhabbet ediyoruz. Ben orayı üniversitenin şehir kampüsü
olarak görüyorum. Orası olmasa gideceğimiz yer yok. Orası üniversitelerinde
uğradığı bir ortam haline geldi.
Şiirlerinizi
ya da faaliyetlerinizi tanıtmak istediğinizde sorunlarla karşılaşıyor musunuz?
Ulaşmak için biraz maddi yönden
güçlü olmamız gerekiyor. Şimdi derneğimiz var ama maddi gücümüz yok. Gücümüz
olsa afişler billboardlar hazırlayıp yapmak istediklerimizi tanıtabiliriz.
Bunların hepsi maddi güçle alakalıdır. Bize bu destek verildiğinde biz bütün
şehri bilinçlendirebileceğimize inanıyoruz.
Bize
kurucularından olduğunuz Kayseder derneğinden de bahsedebilir misiniz?
On arkadaşımızla beraber bu derneği
kurduk. Şuan da maddi sıkıntımız dışında her şey güzel gidiyor. Oda şöyle
gücümüz yok. Şimdi mayıs ayında 3.yılımızı doldurduk. İki ayda bir çıkardığımız
dergimizde masrafımız fazla oluyor. Gönül istiyor ki sponsorlar olsun.
Şairlerimizin yol masrafını karşılasalar diğer iş yerlerinin yemek masrafını
karşılaması gibi imkanlar sağlayabilirsek amaçlarımıza ulaşmamız daha kolay
olacaktır. Bir destek bir ilgi bir alaka yok. Onu demek istiyorum.
Çeşitli
illerde şiir faaliyetlerine katılıyorsunuz. Bunun Kayseriyle durumunu
karşılaştırabilir misiniz?
Ben her zaman söylüyorum
abartmıyorum da. Türkiye de bütün iller arasından katılanlar şiirlerini
okuyacak. Jüriler değerlendirecek ve bende bu konuda her zaman ilk üçe girer
diye söylüyorum. Ben burada müthiş potansiyelin olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlarımda bu sözümün arkasındalar. Hangi şehre gidersek gidelim her zaman
müthiş bir ilgiyle karşılanıyoruz. Biz dışarıdan gözlemliyoruz ve Kayserili
şairlerin diğer şairlere göre daha fazla ilgi gördüğünü görüyoruz. Biz bunu
görüyoruz aynı zamanda hissediyoruz. Şimdi burada hepsinin ismini tek tek
söylemeye gerek duymuyorum ama diyorum ya bir yarışma olsa kayserinin alnının
akıyla çıkacağını biliyoruz.
Son olarak
eklemek istediğiniz düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Ben bunun sadece belediyelerle değil
diğer kurumların yardımı ve desteğiyle sağlanacağını düşünüyorum. Kopuklukta
çok var. Koordinasyon maalesef yok. Katıldığım bir program dönüşünde bir araç
beni terminale bırakmıştı. Sizin göreviniz ne diye sorduğumda bana sağlık
müdürlüğü personeliyiz demişlerdi. İşte diğer illerde ki farklı kurumların
yapmış olduğu desteği görebiliyoruz. Bu şehirlerde sanat ve kültür uzun yıllar
devam edecektir. Bizim şehrimizde bunun kopukluğu var. Birleşelim bir sistem
kuralım ve bu alanları geliştirelim diye bir çalışma olmuyor. Ben
öğretmenlerimizden öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkarmalarını
sağlamalarını rica ediyorum. Hangi öğrencinin neye ilgisi olduğunu bulmaları
gerekiyor. Resme şiire sanatsal her alana teşvik etmesi gerekiyor. Resim hocası
yapsın edebiyat hocası önersin demesinler. Birlik ve beraberlik içerisinde bu
eğitimler verilmeli. Temelden teşvik edilmesi öğrencinin derse teşvik edilmesi
gerekiyor.
YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ
KAYSERİ DENİZ POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI
RÖPORTAJ FERHAT ERGÜL
HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder