4 Aralık 2013 Çarşamba




CUMHURİYET KADINLARI

 DERNEĞİ BAŞKANI

ZELİHA SEVGİ PARKAN

 İLE SÖYLEŞİ







Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927




                   ZELİHA SEVGİ PARKAN


    Kadına şiddetin tırmanışının ana nedeni iktidar partisidir.
 Kadını her alanda eşitleyemeyen bir toplumun gelişmesi
   olanaksızdır. Kadın haklarının ancak eşitlik, laiklik ve gerçek
 demokratik sistemlerde işlemesi mümkündür. Laiklik ilkesi en
   çok kadın hakları ve özgürlüğü için gereklidir.

 Kayseri tutucu bir yapıya sahip. Özellikle de son 10 yıllık
 dönemde cumhuriyet isminden rahatsız olan bir yapısı var.

 Çok demokratik bir anlatış içinde değiller. Buna biz
 muhafazakâr yapı diyoruz. Bunu herkes biliyor ve bu
 söyleniyor. Bu bakımdan Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin
 ayakta durması çok zor. Bundan dolayı bir büro bulmakta vs
 çok zorlandık.



Sohbete başlamadan önce biraz kendinizden

 bahseder misiniz?


 Farklı kültürlerin birleşmesini 
 seven birisiyim. Kayseri’de ilkokul, ortaokul ve lise
 öğrenimimi 
 Kayseri Lisesinde bitirdim. 1972 yılında Ankara Üniversitesi
 Eczacılık Fakültesinden mezun oldum. Babam bir emekli
 memurdu. Kayseri’de Devlet Demir Yolları’nda Kurum yani
 kamu eczacısı olarak 1 yıl hizmet yaptım. Oradan emekli
 oldum. Geçici olarak bazı yerlerde mesul müdürlükler yaptım.
 Aile olarak hep siyasetin içerisindeydik. Babam bir Osmanlı
 memuru çocuğuydu. İlerici aydın bir insandı. 4 kardeşim var.
 Yıllarca memur statüsünde çalıştığım için bir siyasi parti ile
 birlikte olamadım. Emekli olduktan sonra Türk Kadınlar
 Birliğinde yönetimde görev yaptım. Daha sonra Demokratik
 Sol Parti’nin kadın kollarında çalışmalar yaptım. Daha sonra
 da Cumhuriyet Kadınları Derneğinin Kayseri Şubesini 5
 arkadaşım ile birlikte kurduk. Bu dernekte hem kurucu
 başkanım hem de sonraki genel kurulda seçilen başkanım.
 Bu dernekte çalışmalarıma devam ediyorum.


Derneğin Kuruluşundan ve amaçlarından

bahsedermisiniz?



 5 Aralık 1934’de Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği
 için aynı güne denk getirerek 5 Aralık 1997 yılında
 derneğimizi kurduk. Kadınların Şeriata karşı yürüyüşünden
 doğarak kuruldu derneğimiz. Amacına gelecek olursak. Ulusal
 Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyet devrimleri ile kazanılmış olan
 ekonomik ve siyasal bağımsızlığın özgürlük, demokrasi ve
 aydınlanmanın korunması, savunulması, ülke ve halk yararına
 geliştirilmesi için çalışır. Bu amaç ile çalışıyoruz. Ben şahsım
 adına söyleyeyim. Çok güzel bir amaç ile çalıştığı için ben bu
 dernekteyim.






Derneğin başkanı olduğunuzdan bugüne dernekte neler

 oldu? Neler gelişti?


 Derneğin ilk zamanında büro bile yoktu. Kayseri tutucu bir
 yapıya sahip. Özellikle de son 10 yıllık dönemde Cumhuriyet
 isminden rahatsız olan bir yapısı var. Çok demokratik bir
 anlatış içinde değiller. Buna biz muhafazakar yapı diyoruz.
 Bunu herkes biliyor ve bu söyleniyor. Bu bakımdan
 Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin ayakta durması çok zor.
 Bundan dolayı bir büro bulmakta filan çok zorlandık.
 Kayseri’nin zengin olduğu da söyleniyor. Mesela bize genel
 merkez Ankara’dan ‘’Kayseri zengin bir şehir, neden
 yokluktan şikâyet ediyorsunuz. Yer bulmakta, burs vermekte
 neden zorlanıyorsunuz?’’ diyorlar. Maalesef Cumhuriyet
 Kadınları Derneği dediğimiz zaman çok bir destek
 göremiyoruz. Fakat Kurulduğumuz zaman çok iyi bir talep
 oldu. Bundan da gurur duyuyoruz.


 Derneğinizin kaç üyesi var? Üyelerinizden nasıl bir destek

 alıyorsunuz?

 Bizim üyelerimizden aldığımız yıllık bir aidatımız var.
 Sayımızı tam veremeyeceğim ama 80 civarında üyemiz var.
 Üye sayısı sürekli değişiyor çünkü. Üyelerden aldığımız 30
 liralık aidatımız var. Bunların dışında da çok cüzi olan
 bağışlar var. Bunlar dışında maddi bir girdimiz yok. Bunlar ile
 idare ederek varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz.

Yaptığınız faaliyetleri anlatır mısınız?


 Aslında Kayseri ve Türkiye çok yoğun gündem yaşıyor.
 Biliyorsunuz son yıllarda yönetim çeşitli bahaneler bularak
 milli bayramları kutlamama yoluna gidiyor. Biz bu yönde 
 çalışmalar yapıyoruz. Tabi derneklerin klasik faaliyetlerini de
 yapıyoruz. Seminerler, konferanslar, basın açıklamaları, gelir
 getirici kahvaltılar gibi. Benim en çok istediğim şey Kadın ile
 bir arada olmak. En çok yaptığımız faaliyet bu yönde.
 Bizimle birlikte olamayan, ulaşamadığımı fakat bizimle aynı
 düşüncede olan kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Bu
 bakımdan ev ziyaretlerine önem veriyoruz. Başlangıçta
 kendimize yakın gördüğümüz bir tanıdığımızı arıyoruz.
 Pastamızı alıp gidiyoruz. Sohbet ederek kadınların sorunları
 ile ilgileniyoruz. Gerektiği zaman da ülke sorunlarını
 konuşuyoruz. Bir bilgi alışverişi yapıyoruz. Bunun dışında
 tabii ki önemli konuşmacılar çağırıp kitlelere ulaşmak şeklinde
 çalışmalar yapıyoruz. Derneğin tüzüğü doğrultusunda basın
 açıklamaları yapıyoruz. Ama bizim için esas önemli olan şey
 kadın ile beraber olmak.



Bugün Cumhuriyet Kadını yaşıyor mu? Cumhuriyet 

kurulduğu günden beri Türk kadınında ne gibi değişiklikler

olmuştur?


 Ben Cumhuriyet kadınını en çok resimlerde görüyorum
 Geçmişte Türk kadınının eğitim seviyesi çok düşüktü. Sizde
 biliyorsunuz ki kadınlar okula dahi gönderilmiyordu. Bununla
 birlikte kadın dürt duvar arasında tıkılmış durumdaydı.
 Cumhuriyetten bugüne de çalışmalar. Kadının kabuğundan
 çıkıp da aktif bir birey olması yönündeydi. En önemli şey bu.
 Şu anda o güçlü cumhuriyet kadını büyük oranda olmasa da
 var. Eskiden üniversitede hocalık yapan bayanların sayısı ne
 kadardı günümüzden ne kadar. Bu konuda iyi şeyler oldu. Az
 önce söylediğim noktaya geldik burada. Bu yönde çalışmalar
 böyle sonuçlar doğurdu. Ama bunlar yeterli mi? diye
 sorsanız. Hayır, yeterli değil cevabını veririm.







Kadına yönelik şiddetin günümüzde geldiği noktadan

                       bahseder misiniz?


      Kadına Cinayetleri Durduracağız Platformu’nun 2012 yılı
 raporuna göre yazılı basında yayınlanan kadına yönelik
 şiddet haberleri 30.000 sınırına gelmiş. Kadına yönelik sözlü
 fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olmak üzere çeşitli
 şiddet uygulamaları mevcuttur. Bu şiddetin önüne geçmek
 için ‘’konuk evleri ve panik butonu’’ projeleri yapıldı. Kadına
 yönelik fiziksel şiddet ile ilgili 8.146 haber yayınlandı. 4.201
 haber cinsel şiddet. 946 adet sözlü ve psikolojik şiddet haberi
 yapışmış. Kadın cinayetlerini durduracağız platformunun
 2012 yılında yayınladığı rapora da bakacak olursak. İlk 6
 ayda 92 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü görürüz.
 Bunların nedenleri ise boşanma, ayrılma, kıskançlık ve
 reddetme. Kadına yönelik şiddete ben ‘vahşet’ diyorum.


İktidarın kadına bakış açısını nasıl değerlendirirsiniz?


Kadına şiddetin tırmanışının ana nedeni iktidar partisidir.
 Kadını her alanda eşitleyemeyen bir toplumun gelişmesi
 olanaksızdır. Kadın haklarının ancak eşitlik, laiklik ve gerçek
 demokratik sistemlerde işlemesi mümkündür. Laiklik ilkesi en
 çok kadın hakları ve özgürlüğü için gereklidir.


Son olarak neler söylemek istersiniz?

 Üç Martta üç devrim yasasının yıldönümü nedeni ile
 Ankara’da bir kadın yürüyüşü düzenlenecek. O yürüyüşe
 bütün kadın derneklerini ve bütün kadınları davet ediyoruz.



Derneğin Üç Devrim Yasası

1-Şeriye ve Evkaf vekaletinin kaldırılması

2-Tevhid-i Tedrisat(öğrenim birliği)

3- Halifeliğin Kaldırılması










                     YEŞİLHİSAR KAYSERİ







4 0CAK 2013 TARİHİNDE KAYSERİ DENİZ

 POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI.


Röportaj/Fotoğraf: Uğur Ayazsın




HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder