2 Aralık 2013 Pazartesi








                                    MHP GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET BAHÇELİ



                                KAYSERİ MHP İL BAŞKANI SAYIN METE EKE



                MHP KAYSERİ İL BAŞKANI SAYIN METE EKE VE MHP KADIN KOLLARI 
                                         İL BAŞKANI SAYIN SEVİM KOÇYİĞİT





KADINLARI EVE HAPSEDEN, ŞUAN Kİ HÜKÜMETİN İZLEDİĞİ 
SİYASETTİR.


Muhabirimiz Ferhat ERGÜL MHP Kayseri Kadın Kolları İl Başkanı Sevim KOÇYİĞİT 
ile gündem ve kadın üzerine söyleşi yaptı. KOÇYİĞİT hem çalışmalarını anlattı, hem de
Kayserili kadınların politikaya bakış açılarını ve bir çok konuda görüşlerini aktardı.








 Kadın Kollarının tarihçesinden ve sizin


 şuan ki konuma


 gelme aşamanız hakkında bilgi verebilir

 misiniz?



Kayseri’de Kadın Kolları başkanlığına 2008 yılında getirildim. Ülkücü görüşü hayatım boyunca yaşadım. Daha sonra partim tarafından çağrıldım. Bizim prensiplerimizde görev istenmez verilir. Ben de bu emire uyarak partimizin hizmetine girdim.
Ülkücü nedir? Dürüsttür. Ahlaklıdır. İslamiyeti yüreğinde bütünüyle yaşar. Bunu Türk kültürüyle de süsler. Töre örf adet gelenek ve göreneklere uyarak da hayatını devam ettirir. Toplum içinde de ülkücü örnek insandır. Bende bu özelliklere elimden geldiğince uymaya çalışıyorum. Parti içindeki çalışmalarda da çevremdeki arkadaşlarıma mümkün mertebe örnek olmaya çalışıyorum. Onlarında aynı görüşü taşımaları için elimden gelen gayreti sarfediyorum. Ülkücü görüşü Kayseri’de tanıtmak için de basının ve medyanın izin verdiği kadarıyla halkımıza anlatmaya çalışıyorum.


Kadın Kolları olarak yapmış olduğunuz

faaliyetlerden

bahsedebilir misiniz?



Öncelikle mensup olduğumuz partililerimizin maddi veya manevi ihtiyaçlarını il başkanımızın da desteğiyle gidermeye çalışıyoruz. Sıkıntılarına destek olup onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bununla beraber aynı zamanda da eğitimci olduğum için ben daha çok kadınlarımızın eğitilmeleri için ev toplantıları yapıyorum. Parti içinde seminerlerimiz yapılıyor. Seminerlere sağlık tarih dini bilgi ve milli hassasiyetlerle ilgili günümüzde ki siyasi olaylarla beraber hanımlarımızı aydınlatmak için seminerler, toplantılar yapıyoruz.



Kadın Kolları başkanı olarak

gerçekleştirmek istediğiniz

hedefler için neler söylemek istersiniz? 


Bunu sadece parti anlamında değil, ömrüm boyunca idealini taşıdığım tutkum olarak gördüğüm, hanımlarımızın aydın fikirli, eğitimli, çocuklarına iyi anne, etrafında ki kadınlara iyi örnek, eşlerine karşı da iyi bir eş olma yolunda iyi bir eğitim almalarını sağlamak. Son nefesime kadar da bu tutkumu gerçekleştirmek için uğraşacağım.



Kayseri’li kadınların politikaya ilgisi ne

şekilde ? Onlardan yeterli desteği 

görüyor musunuz ?

Son yıllarda ekonomik şartlar bunu etkilediği için birebir görüşmelerimizde yaşananları anlattığımızda
kadınların tepkileri siz haklısınız yönünde oluyor.  Ancak birde şunu söylüyorlar. ‘‘Biz sizinle beraber göründüğümüz zaman eşimiz işinden olur’’ diyorlar. Üzerlerinde baskı olduğunu söylüyorlar. Özellikle iktidar partisine yakın olan iş yerlerinde çalışanlar, mümkün mertebe evlerimizde görüşelim, hanım oturmalarında bir araya gelelim, fikirlerinizi bizlerle paylaşın, bizi aydınlatın diyorlar ama iş parti çalışmalarına gelince, medya ya, basına görünmekten korkuyorlar. Ama bunu cesaretlendirip etrafımızdaki kadın grubunu mümkün mertebe arttırıyoruz. Gittikçe çoğalıyoruz. Partimiz git gide daha güçlü oluyor.


Partilerin erkek üyeleri cephesinde rekabetlerine tanık

oluyoruz. Bu rekabetin kadın kolları tarafında da

olduğunu söyleyebilir miyiz?


Bugüne kadar böyle bir çekişme yaşamadık. Ama herşeyden önce biz insanız. Eğer biz birbirimize kadın olarak destek olursak erkeklerin çekişmelerini en aza indirirsek toplumda huzur daha da artar. Kadınlarımız daha da güçlenmiş olur. Ve daha çok aydınlanırlar. Güçlü kadın, aydın kadın, eğitimli kadın demek, bir sonraki nesil içinde yetişecek olan evlatlarımızın daha bilgili, daha görgülü, daha geçimli insanlar olacağı anlamına gelmektedir.

Diğer partilerin kadın kollarıyla yaptığınız ortak çalışmalar

oluyor mu?

Belirli günlerde ve haftalarda mesajlaşmalarımız ve haberleşmelerimiz oluyor. Ama bunun ötesinde dediğiniz gibi erkeklerin çatışmaları elbette partili olduğunuz için sizi de etkiliyor. Ama biz kollarımızı her kadına açtık. Onların hepsini bekliyoruz. Bizi tanımalarını istiyoruz. Kimin çözülmesini istediği ne sorunu varsa, gücümüzün yettiğince aklımızın erdiğince onlara kadın olarak destek vermeye hazırız. Biz Kayseri’nin ve Türkiye’nin tüm kadınlarına kucak açmaya açığız.


Politikacı kişiliğinizin dışında, aynı zamanda bir annesiniz.

Bu yıl içerisinde, eğitim alanında yapılan  yenilikler oldu.

4+4+4 ve ilkokullarda kıyafet serbestliği gibi. Siz bu

yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?


Bu sorunları birkaç maddeyle açıklamaya çalışalım. 4+4+4
 sistemi ile ilgili oluşacak sorunları sıralayacak olursak;
 öncelikle okullarda temizlik görevlileri yok. Sınıfların 
temizliğini veliler yapıyor. Bu şimdiye kadar görülmemiş bir
 skandal. İkincisi ikili eğitim yapılan okullarda sabah saat 6
 buçukta görev başlanıyor. Akşam 5 gibi dersler bitiriliyor.
 Kayseri şartlarında gündüzlerin çok kısa gecelerin çok uzun
 olması nedeniyle akşam çıkışları neredeyse yatsı ezanına
 denk geliyor. 
12-13 yaşındaki bir çocuğun o saatlerde evine gidip dersine
 hazırlanması çok zor bir durum oluyor. Zaten okulda 6 saat 
ders görüyor. Yoruluyor. Evine gidip yemeğini yiyip, sabaha
 kadar yorgunluğunu atmaya çalışıyor. Sonrasında da milli 
eğitim bakanlığınında öğretmenleri aşşağılayıcı sözleri oluyor.

 Bu sözleri şuan paylaşmak istemiyorum. Öğretmenler zaten
 yeterince rencide oluyorlar. Maaş ve ücretleri gerçekten
 yaşam standartlarını bir öğretmen olarak çünkü bir öğretmen
 demek, toplumun aynası olmak demektir. Öğretmenin maaşı
 iyi olacak ki kendi giyimini, kendi yemesini, eğitim
 masraflarına, para ayırabilecek ki, öğrencilerine önderlik
 yapabilsin. Ama maalesef ki siz öğretmenlerin maaşında
 düşüklüğe giderseniz, onlara az maaş verirseniz, öğretmen
 ikinci bir iş yapmak zorunda kalır.

 Öğrencilerine karşı verimli olamaz. Orayı sadece para
 kazanma mekanizması olarak görür. Sizde onun yetiştirdiği
 öğrencilerden verim alamazsınız. Bunun en güzel örneğini de 
 yıllardır memleketimizde, üniversite sınavları yapılıyor. Ancak
 hiç bu kadar sıfır çeken olmamıştı. Bu sene tam 50 bin 
 öğrenci sıfır çekti. Bu sayı ülkemizdeki eğitimin geldiği
 noktayı, eğitim kalitesini gün yüzüne çıkarıyor. Müfredatın içi
 boşaltıldı. Dersaneler kapatılacak. Tamam kapatılsın ama 
 insanlar özel okullara yönlendirilecek.


 Devlet okulları boşaltılıp, özel okullar çoğaltılacak. Şimdi özel
 okula göndermek için aileler ekstradan gelir kaynağı aramaya
 başlayacak. Buda hem ebeveynleri yıpratacak hem de
 aşağılık kompleksine girmelerine zemin hazırlayacak.

 Bunun üstüne birde kıyafet serbestliği geldiği zaman özel
 okullarda, ya da gelir seviyesi yüksek kesimlerde bu 
 yönetmelik güzel birşey. Evet çocuğun özgüveni gelişir.
 Ancak memleketimizin gelir seviyesi ne baktığımız zaman
 asgari ücretle çalışan bir veli kirada da oturuyorsa, iki tane
 çocuğunu okutuyorsa ve siz bu çocukları serbest kıyafetle



 okula gönderdiğiniz zaman o anne çıldırır. Çocuklarımızda
 reklamlar çok izleniyor.
 Çevremizde gittikçe artan yabancı markalar var. Türkiye’de
 tekstil öldürüldü. Kadınlarımızın örgü örmesi, dikiş dikmesi
 kendi çocuklarına faydalı birşeyler yapmaları tamamen 
 öldürüldü. Reklamların ve izlenen ekonominin sayesinde
 tüketici bir toplum olduk. Bundan dolayı mağazalar, markalar
 müşteri bekleyecek.

 Ağlayacaklar. Hangi çocuğu hangi renkle kandırırız diyecekler
 ama anneler, babalar da kan ağlayacak. Asgari ücret 731 TL
 Ocak ayında 20 küsür lira zam yapılacak. 750 küsür lirayla
 çocuklarını okula gönderen aile nasıl geçinecek, nasıl
 psikolojileri düzgün kalacak, bunu milli eğitim bakanlığına
 soruyorum. Ama gelir seviyesi olarak çoğunluk bu şekilde.
 Milli gelir olarak halkımız eşit şekilde faydalanamıyor. 
 Maalesef bir tabaka kaymağını yiyor, öbür taraf ayranını bile
 içemiyor. 


 Geçtiğimiz hafta kutlanan Atatürk’ün kadınlara vermiş

 olduğu seçme ve seçilme hakkı üzerine değinilen

 konulardan en önemlisi kadınların kamusal alanda

 istihdam oranının azlığıydı. Siz bu konuda neler söylemek

 istersiniz?


Toplumumuzda sen kadınsın. Beyine, görüşe değil de fiziksel duruma bakılıyor. Bana göre öyle değil. Kadınlar erkeklerden akıl anlamında hiç de geri değiller. Fakat erkek egemen bir toplum olarak başbakanımızın da 3 tane çocuk yapın deyip hanımları eve hapsetmesi kadınlarımızı daha da köreltmiştir. Kadınları eve hapseden, şuan ki hükümetin izlediği siyasettir. İki, üç veya dört çocuk olur. Ama bunun yanında anne kayınvalidesiyle iyi geçinir annesiyle iyi geçinir çocuklarının bakımlarını ebeveynlerine emanet eder gider işini de yapar aşını da yapar çocuklarına annelikte yapar. Ben hem öğretmenlik yaptım hem de 3 çocuk büyüttüm. Ama Allah rahmet eylesin iki annemin sayesinde çocuklarımın psikolojileri, bedenen görünümleri, düzgün olduğu için hem görevimi yerine getirdim hem de öğretmenliğimi, anneliğimi layığıyla yerine getirdim. Toplum içerisinde birbirimize destek olmayı unutmazsak aile ilişkilerinde birbirimize destek olursak hiçbir zaman kadın eve hapis olmaz. 




Son olarak Kayseri’li kadınlara neler söylemek istersiniz?

 Onlara hangi konularda önerilerde bulunabilirsiniz?


Kayseri  li  kadınlar kendi haklarını, kendileri arasınlar. İstedikleri zaman biz onların emirlerindeyiz. Kendimizi de anlatırız. Doğrularımızı da anlatırız. Gerekli ortamlarda tartışır, onları fikirlerine de değer veririz. Kendilerini yetiştirsinler. Toplum içinde ben tahsil ile kültürü birbirinden ayırt eden birisiyim. Kültür anlamında kendilerini geliştirsinler. Bende varım desinler. O zaman onlar için açılmayacak kapı yoktur.










                     YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ







 10 ARALIK 2012 TARİHİNDE KAYSERİ DENİZ POSTASI



 GAZETESİNDE YAYINLANDI.




RÖPORTAJ FERHAT ERGÜL



HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder