5 Aralık 2013 Perşembe





                                          BAŞBAKANIMIZ
                                         SAYIN
                          RECEP TAYYİP ERDOĞAN



                                 AKP KAYSERİ İL BAŞKANI
                                       SAYIN 
                                 ÖMER DENGİZ 




                               AKP KAYSERİ KADIN KOLLARI
                                     İL BAŞKANI 
                                                        SAYIN 
                                         VENHAR PAKIRDAŞI 
                                         


AK PARTİ HERKESİN PARTİSİDİR.



Kadın kollarının tarihçesinden ve sizin şuan ki konuma gelme aşamanız hakkında bilgi verebilir misiniz?


Bilindiği gibi AK parti 2002 yılında kuruldu. 10 yıldır ikdidarda olan bir parti. AK Parti Kadın Kolları da
gerçekten çok güçlü bir topluluk. İl teşkilatının olmazsa olmazı sağ kolu diyebileceğimiz bir koldur.
Gençlik kolları da önemli fakat kadın kollarının yerinin daha ayrı olduğunu düşünüyoruz. Biz de 10
Yıldan beri Kayseri için elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Ankara da Genel Merkez Kadın Kollarımız hem bizlere destek oluyor hem de partimiz için var güçleriyle çalışıyorlar.
AK Partide 8 yıl önce il yönetimiyle görev yapmaya başladım. 10 aydır da bu görevimin başındayım.29

Ocakta Kadın Kolları görevi verildi. İl yönetiminde iki dönem görev yaptım. Aynı zaman da  meclis üyeliğim de bulunuyor. Bu süreç içinde de Kadın Kollarına tüm özverimle bir şeyleri katmaya çalışıyorum.  




Kadın Kolları olarak yapmış olduğunuz faaliyetlerden

 bahsedebilir misiniz?





Öncelikle ilçe Kadın Kollarıyla koordinasyonumuzu sağlamak ilk görevimiz. 16 tane ilçemizin Kadın Kolları’nın gidişatını, çalışma şeklini belirliyoruz. Onlara teşkilatımızla ilgili bilgiler veriyoruz. Özel gün ve haftaları özenle takip ediyoruz . Bu günlerle ilgili kutlamalar, eğitim seminerleri ve anma törenleri düzenliyoruz. En önemli görevlerimiz arasında yardımlaşma geliyor.

 AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları olarak ciddi yardımlaşma çalışmalarımız var. Bu faaliyeti en çok ramazan ayında gerçekleştiriyoruz. Ramazan dışında da genel de kış aylarında ihtiyacı olan ailelere elimizden geldiği kadarıyla destek olmaya çalışıyoruz. Gerek gıda , gerek yakacak konusunda, gerektiğinde kendi bütçemizden de katkı sağlıyoruz.


 Onun dışında mahalle gezilerimiz oluyor. Kadın Kolları’nın olmazsa olmazı ve aynı zamanda olması gereken bir faaliyeti olarak görüyoruz. Haftada 3-4 gün mutlaka mahalle gezileri yapıyoruz. Bu mahalle gezilerinde ortalama 20 bayan bir arada tespit ettiğimiz mahalleye gidiyoruz. Görevli kartlarımızla ve parti kimliklerimizle bu sayıyı da 2 şerli gruplandırarak mahallelerde binaları geziyoruz.


 Daha ziyade de müstakil evleri ziyaret etmeye çalışıyoruz. İlk sorduğumuz partimizi destekleyip desteklemedikleri oluyor. Daha sonra üye olmak isteyip istememelerini, AK Parti iktidarıyla ilgili sorunları, soruları, problemleri varsa onları kayıt altına alıp rapor ediyoruz. Bu çalışma bizim çok önem verdiğimiz ve her zaman gerek duyduğumuz bir çalışmadır. İl binamıza gelen insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.

 Tabii rahatsız olduğumuz bir hadise de var. Burada yardım talebi için gelenlerin çoğunun ilk söylediği ben AK Parti’ye oy veriyorum. Üye olmak istiyorum ya da üyeyim yardım istiyorum. Biz buna çok karşıyız. AK Parti herkesin partisidir. Bizim için ihtiyacının olması önemli.

 Hangi partiye üyeymiş, görüşü neymiş bunları sorgulamadan yardım etmeye çalışıyoruz. Hatta biz ben AK Parti’liyim deyipte yardım isteyenlere ikinci planda bakıyoruz. Onların samimiyetine inanmıyoruz. O cümlelerden rahatsız oluyoruz. Parti kullanılıyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Biz parti ayrımı yapmadan gereken ne ise yapmaya çalışıyoruz.









Kadın kolları başkanı olarak yapılmasını istediğiniz hedefleriniz nelerdir?

Olmaz olur mu! Kadına şiddet çok arttı. Kayseri’de de bu şiddet eğilimine büyük bir yönelim var. Boşanma oranı diğer illere nazaran Kayseri’de ilk 5 arasında bunu çok iyi biliyorum. Bizim istediğimiz biraz daha aileyi kurtaran, aileyi baz olan sosyal sorumluluk projeler yapmak istiyoruz. Şiddet gören kadınları rehabilite etmek, her şiddet göreni yuvadan ayırmak değil de, bu yuvayı nasıl ayakta tutarız diyerek bu yönde çalışmalar yapmak istiyoruz.

 Benim hep ulaşmak istediğim hedefim, idealim ‘‘şiddet gören kadın neden evinden ayrılsın?’’ çünkü kadın şiddet görüyor ve sığınma evine yerleştiriliyor. Evine dönüşü çok zor oluyor. Döndüğü zaman o şiddetin dozu da artmış oluyor. Kadının can güvenliği tehlikeye girmiş oluyor. O yüzden benim hayalim, şiddet gören kadın evinden ayrılmayacak.

 Asıl önemli olan o şiddet eğiliminde bulunan kişiyi rehabillite ederek tedavisinin yaptırılması gerekiyor. burada sorun kadın değil ki biz kadını sığınma evlerine yerleştiriyoruz. Bırakın o erkeği uzaklaştıralım. Tamam işi vardır. İşini yapsın ama akşamdan akşama bunu bir ceza olarak görmeden rehabilite ederek danışmanlarla beraber o şiddet gören erkeğin alt yapısına inilsin. Neden şiddet gösteriyor? Sorun kadında mı? Yoksa erkekte mi? Önce bu sorunun cevabı bulunsun. Düşüncemiz ve çalışmalarımız bu yönde olacak.



Okuma oranı ne kadar yükseldi desekte eğitimsizlik var. Çaldığımız kapılarda kimlik numarasını okuyamayan insanlarla karşılaşıyoruz. Yine çocuğunun yaşını bile bilmeyen anneler var. Belediyeler bu konuda ellerinden geleni yapıyor. Yine KAYMEK bünyesinde yapılan okuma yazma kursları var.

 Eğitim seviyeleri düşük insanları teşvik etmeye çalışıyoruz. Okuma yazma bilmeyen insanları bu kurslara yönlendirmeye çalışıyoruz. En azından adını soyadını yazabilmesi oturduğu adresi belirtebilecek durumda olmaları için önerilerde bulunuyoruz. Bu şekilde biz tesisleri kullanma yönünde de yönlendirmeler yapıyoruz.

  

Kayseri’li kadınların politikayla ilgisi ne şekilde? Yeterli desteği görüyor musunuz?


Destekleri oluyor fakat bu destekte süreklilik sağlanmıyor. Şu şekilde oluyor. Partimize gelip biz birşeyler yapmak istiyoruz diyorlar. Malesef  herkes bir beklenti içinde geliyor. Aslında herkes demiyelimde çoğunluğun fikri bu şekilde oluyor.

 Maddi yardım talebinde bulunuyorlar. Ya da çocuğu için iş imkanı sağlamamızı istiyorlar. 3-5 ay geliyorlar bizimle çalışmalar yapıyorlar fakat istediklerini alamayınca bizleri yanlız bırakıyorlar. O yüzden süreklilik sağlanamıyor.

 Olanlarla bu işi yürütüyoruz. Maddi durumu iyi olmamasına rağmen gücünün yettiği kadar çalışmalarımıza destek olan kardeşlerimiz var. Onlarla da işte bu çarkı döndermeye çalışıyoruz. Bizlerin ücretli olarak çalıştığını düşünenlerde oluyor. Ama kesinlikle öyle birşey söz konusu değil. Burası alma yeri değil verme yeridir.





Partilerin erkek üyeleri cephesinde rekabetlerine tanık oluyoruz. Bu rekabetin kadın kolları tarafında da olduğunu söyleyebilir miyiz?


Aramızda çekişme olmuyor en azından bizim açımızdan olmuyor. Çünkü ben herkesi saygıyla karşılıyorum. CHP ya da MHP hepsi siyaset için birşeyler yapıyorlar. Bu takdir edilecek birşeydir. Ama ortak zeminde de buluşamıyoruz. Benden önceki başkanlarımızda da ziyaretler olmuş ama ortak bir çalışmada bulunamadık. Ama olursa da her zaman seve seve destek oluruz. Hep birlikte katılırız.


Politikacı kişiliğinizin dışında, aynı zamanda bir annesiniz. Bu yıl içerisinde, eğitim alanında yapılan  yenilikler oldu. 4+4+4 ve ilkokullarda kıyafet serbestliği gibi. Siz bu yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?


4+4+4 sistemiyle tek değişen unsur başlama yaşının küçültülmesi oldu. Yıl sayısı olarak yine aynı sayıda devam ediyor. Bence gayet uygun bir sistem. 1 ve 4 yaş arası, çocukların hafızasının dolduğu söylendi. Kişiliğin oturduğunu ve hafızanın  % de 80’lik kısmının dolduğu sosyal bilimciler tarafından açıklandı.

 Kalan % 20’lik kısmında 4 yaştan sonra dolduğu söylendi. Yaşın küçültülmesi benim hoşuma gitti. Çocuklarım yedi yaşında başladı. Ama şimdikiler 6 yaşında  başlıyorlar. Bence gayet uygun bir sistem. Ben bu sistemle alakalı olarak yapılan eleştirilere kesinlikle katılmıyorum.

 Hükümet politikasıydı ve meclisten onaylanarak geçti. Meclis böyle olmasına karar vermiş ama 2-3 kişinin şöyle yapsak iyi olur gibi tavsiye gerektiren bir durum değildir. Bunun bir alt yapısı var. Araştırılıyor avrupa ile kıyaslanıyor ve bu şekilde olması öngörülüyor.

Kıyafet serbestliğiyle ilgili olarak da; ben  yine yapılan bu 

eleştirilere katılmıyorum. Şu konuda sadece tereddütüm oldu. O

 da bir an da getirilmesi şeklinde olmasıydı. Bunu da sadece

 öğrenci ve veliler açısından değil de, bununla alakalı olarak

 oluşan bir sektör vardır. Tekstil yani okul kıyafetleri sektörü var.

 Bu sektörden para kazanan insanlar üzüldüm. O açıdan çok hızlı

 gelişti. Türkiye’de bu hep yapılmış. İnsanlar bir kalıba

 koyulmaya çalışılmış. Tamam eğitim yapılmalı zorunlu olmalı

 ama, eğitimi şu şekilde şu kıyafetle yapıcaksınız demek tek

 tipleştirmek, düşüncenin de tektip olduğunu gösterir. Biz zaten

 ülke olarak hep bundan dolayı kaybettik. Sen benim gibi

 düşünmelisin. Sen benim gibi giyinmelisin. Neden ben bu kalıba

 uyayım  ki? Herkes istediğini yapsın. İnsanları , dil,din,düşünce,

 her yönden özgür bırakın ki  çeşitlilik oluşsun. Bu çeşitlilikte

 bence farklılığı getirir. Aynı zamanda başarıyı da getirir.

 Tektipleştirmek her zaman sakıncalıdır. Gruplaşmalar, ayrılıklar

 bu gibi şeylerin yaşanacağına da


inanmıyorum. Zaten bir muhitte okula gelen insanların profilleri ve ekonomisi hemen hemen birbiriyle aynı seviyededir. Belki çok az bir oran olabilir ama bu inanın bu şekilde oluyor. Ben öyle zengin, fakir ayrımının olacağını da düşünmüyorum.

 Zaten çok zengin olan ailelerin çocukları özel okullarda kolejlerde zaten onlar ayrışmış durumdalar. Burada annelere çok iş düşüyor. Çocukları yönlendirmeleri lazım. Hergün böyle süsleyerek çocuklarını okullara göndermesinler.

 Rahat edebilecekleri belirli kıyafetler seçsinler ve değişmeli olarak onları giydirsinler. Benim çocuklarımda şuan söylediğim şekilde okullarına gidiyorlar. Hergün farklı bir kıyafetle göndermiyorum onları.


Çocukların güvenliği açısından sorun olur diyenlere de sadece şunu söylemek istiyorum. Zaten herhangi biri birşey yapmak istese bunu serbest kıyafetle değil her şekilde yapabilir. Kıyafet zorunluluğu varkende sorunlar yaşanmıyormuydu. Hem ilkokulda nasıl bir güven sorunu da yaşanabilir ki.






Geçtiğimiz hafta kutlanan Atatürk’ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı üzerine değinilen konulardan en önemlisi kadınların kamusal alanda istihdam oranının azlığıydı. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?


İstihdam sağlanıyor ama sağlandığında da devamlılığı olmuyor. Çünkü bir kadın öğretmen oluyor.  Birçok arkadaşım  yüksek lisans yapmış kendini geliştirmiş fakat bir süre sonra bu işi bırakmış oluyor. Niye evlenmiş anne olmuş eşinin işinden dolayı şehir değiştirmiş hani anne olunca zaten bir kadın hep iki adım geride kalıyor. Onun için öğretmen olupta işini bırakan birçok arkadaş var.

 Yoksa kamusal alanda ben çok fazla geri kaldıklarını düşünmüyorum. Erkek egemenliğinin olduğu aşikardır. Ama ben bunun aşılacağını düşünüyorum. Aşılacak ama zamanla oluşacak bir durum. Kadınların bir yere gelmesi hep bir çabayla,çileyle oluyor. Umuyorum ki ilerleyen zamanlarda bu sistemde değişmiş olur.

   

Son olarak Kayseri’li kadınlara neler söylemek istersiniz? Onlara hangi konularda önerilerde bulunabilirsiniz?


Her kadının bir potansiyeli vardır. Gerek siyasette gerek ticarette gerekse kamusal alanda. Gerçekten her konuda kadın Allah kabiliyetle donatmış. Onun için kabiliyetlerinin, marifetlerinin farkına varsınlar. Bir kadın çok iyi siyaset yapamayabilir ama çok iyi yemek yapıyordur. Kendini bu konuda geliştirmelidir. Kendi görüşlerine yakın bir partinin mutlaka kadın kollarına başvursun. Ben birşeyler yapmak istiyorum desin. Siyasi kabiliyetim, enerjim, gücüm var desinler. Orda çalışmaya başlasın. AK Parti’nin kapısı da bu şekilde düşünen birşeyler yapmak isteyen her bayana açıktır.


                   KAYSERİNİN YEŞİLHİSAR İLÇESİ





                YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ 
    



17 ARALIK 2012 TARİHİNDE KAYSERİ DENİZ POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI.

RÖPORTAJ/ FOTOGRAF 

FERHAT ERGÜL



HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder