BAŞBAKANIMIZ
SAYIN
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
AKP KAYSERİ İL BAŞKANI
SAYIN
ÖMER DENGİZ
AKP KAYSERİ KADIN KOLLARI
İL BAŞKANI
SAYIN
VENHAR PAKIRDAŞI
AK PARTİ HERKESİN PARTİSİDİR.
Kadın kollarının tarihçesinden ve sizin şuan ki konuma gelme
aşamanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bilindiği gibi AK parti 2002 yılında kuruldu. 10 yıldır
ikdidarda olan bir parti. AK Parti Kadın Kolları da
gerçekten çok güçlü bir topluluk. İl teşkilatının olmazsa
olmazı sağ kolu diyebileceğimiz bir koldur.
Gençlik kolları da önemli fakat kadın kollarının yerinin
daha ayrı olduğunu düşünüyoruz. Biz de 10
Yıldan beri Kayseri için elimizden gelen desteği sağlıyoruz.
Ankara da Genel Merkez Kadın Kollarımız hem bizlere destek oluyor hem de
partimiz için var güçleriyle çalışıyorlar.
AK Partide 8 yıl önce il yönetimiyle görev yapmaya başladım.
10 aydır da bu görevimin başındayım.29
Ocakta Kadın Kolları görevi verildi. İl yönetiminde iki dönem
görev yaptım. Aynı zaman da meclis
üyeliğim de bulunuyor. Bu süreç içinde de Kadın Kollarına tüm özverimle bir
şeyleri katmaya çalışıyorum.
Kadın Kolları olarak yapmış olduğunuz faaliyetlerden
bahsedebilir misiniz?
Öncelikle
ilçe Kadın Kollarıyla koordinasyonumuzu sağlamak ilk görevimiz. 16 tane
ilçemizin Kadın Kolları’nın gidişatını, çalışma şeklini belirliyoruz. Onlara
teşkilatımızla ilgili bilgiler veriyoruz. Özel gün ve haftaları özenle takip
ediyoruz . Bu günlerle ilgili kutlamalar, eğitim
seminerleri ve anma törenleri düzenliyoruz. En önemli görevlerimiz arasında
yardımlaşma geliyor.
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları olarak ciddi
yardımlaşma çalışmalarımız var. Bu faaliyeti en çok ramazan ayında
gerçekleştiriyoruz. Ramazan dışında da genel de kış aylarında ihtiyacı olan
ailelere elimizden geldiği kadarıyla destek olmaya çalışıyoruz. Gerek gıda ,
gerek yakacak konusunda, gerektiğinde kendi bütçemizden de katkı sağlıyoruz.
Onun dışında mahalle gezilerimiz oluyor. Kadın Kolları’nın olmazsa olmazı ve
aynı zamanda olması gereken bir faaliyeti olarak görüyoruz. Haftada 3-4 gün
mutlaka mahalle gezileri yapıyoruz. Bu mahalle gezilerinde ortalama 20 bayan
bir arada tespit ettiğimiz mahalleye gidiyoruz. Görevli kartlarımızla ve parti
kimliklerimizle bu sayıyı da 2 şerli gruplandırarak mahallelerde binaları
geziyoruz.
Daha ziyade de müstakil evleri ziyaret etmeye çalışıyoruz. İlk
sorduğumuz partimizi destekleyip desteklemedikleri oluyor. Daha sonra üye olmak
isteyip istememelerini, AK Parti iktidarıyla ilgili sorunları, soruları,
problemleri varsa onları kayıt altına alıp rapor ediyoruz. Bu çalışma bizim çok
önem verdiğimiz ve her zaman gerek duyduğumuz bir çalışmadır. İl binamıza gelen
insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Tabii rahatsız olduğumuz bir hadise de
var. Burada yardım talebi için gelenlerin çoğunun ilk söylediği ben AK Parti’ye
oy veriyorum. Üye olmak istiyorum ya da üyeyim yardım istiyorum. Biz buna çok
karşıyız. AK Parti herkesin partisidir. Bizim için ihtiyacının olması önemli.
Hangi partiye üyeymiş, görüşü neymiş bunları sorgulamadan yardım etmeye
çalışıyoruz. Hatta biz ben AK Parti’liyim deyipte yardım isteyenlere ikinci
planda bakıyoruz. Onların samimiyetine inanmıyoruz. O cümlelerden rahatsız
oluyoruz. Parti kullanılıyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Biz parti ayrımı
yapmadan gereken ne ise yapmaya çalışıyoruz.
Kadın kolları başkanı olarak yapılmasını istediğiniz
hedefleriniz nelerdir?
Olmaz
olur mu! Kadına şiddet çok arttı. Kayseri’de de bu şiddet eğilimine büyük bir
yönelim var. Boşanma oranı diğer illere nazaran Kayseri’de ilk 5 arasında bunu
çok iyi biliyorum. Bizim istediğimiz biraz daha aileyi kurtaran, aileyi baz
olan sosyal sorumluluk projeler yapmak istiyoruz. Şiddet gören kadınları
rehabilite etmek, her şiddet göreni yuvadan ayırmak değil de, bu yuvayı nasıl
ayakta tutarız diyerek bu yönde çalışmalar yapmak istiyoruz.
Benim hep ulaşmak
istediğim hedefim, idealim ‘‘şiddet gören kadın neden evinden ayrılsın?’’ çünkü
kadın şiddet görüyor ve sığınma evine yerleştiriliyor. Evine dönüşü çok zor
oluyor. Döndüğü zaman o şiddetin dozu da artmış oluyor. Kadının can güvenliği
tehlikeye girmiş oluyor. O yüzden benim hayalim, şiddet gören kadın evinden ayrılmayacak.
Asıl önemli olan o şiddet eğiliminde bulunan kişiyi rehabillite ederek
tedavisinin yaptırılması gerekiyor. burada sorun kadın değil ki biz kadını
sığınma evlerine yerleştiriyoruz. Bırakın o erkeği uzaklaştıralım. Tamam işi
vardır. İşini yapsın ama akşamdan akşama bunu bir ceza olarak görmeden
rehabilite ederek danışmanlarla beraber o şiddet gören erkeğin alt yapısına
inilsin. Neden şiddet gösteriyor? Sorun kadında mı? Yoksa erkekte mi? Önce bu
sorunun cevabı bulunsun. Düşüncemiz ve çalışmalarımız bu yönde olacak.
Okuma
oranı ne kadar yükseldi desekte eğitimsizlik var. Çaldığımız kapılarda kimlik
numarasını okuyamayan insanlarla karşılaşıyoruz. Yine çocuğunun yaşını bile
bilmeyen anneler var. Belediyeler bu konuda ellerinden geleni yapıyor. Yine
KAYMEK bünyesinde yapılan okuma yazma kursları var.
Eğitim seviyeleri düşük
insanları teşvik etmeye çalışıyoruz. Okuma yazma bilmeyen insanları bu kurslara
yönlendirmeye çalışıyoruz. En azından adını soyadını yazabilmesi oturduğu
adresi belirtebilecek durumda olmaları için önerilerde bulunuyoruz. Bu şekilde
biz tesisleri kullanma yönünde de yönlendirmeler yapıyoruz.
Kayseri’li
kadınların politikayla ilgisi ne şekilde? Yeterli desteği görüyor musunuz?
Destekleri
oluyor fakat bu destekte süreklilik sağlanmıyor. Şu şekilde oluyor. Partimize
gelip biz birşeyler yapmak istiyoruz diyorlar. Malesef herkes bir
beklenti içinde geliyor. Aslında herkes demiyelimde çoğunluğun fikri bu şekilde
oluyor.
Maddi yardım talebinde bulunuyorlar. Ya da çocuğu için iş imkanı
sağlamamızı istiyorlar. 3-5 ay geliyorlar bizimle çalışmalar yapıyorlar fakat
istediklerini alamayınca bizleri yanlız bırakıyorlar. O yüzden süreklilik
sağlanamıyor.
Olanlarla bu işi yürütüyoruz. Maddi durumu iyi olmamasına rağmen
gücünün yettiği kadar çalışmalarımıza destek olan kardeşlerimiz var. Onlarla da
işte bu çarkı döndermeye çalışıyoruz. Bizlerin ücretli olarak çalıştığını
düşünenlerde oluyor. Ama kesinlikle öyle birşey söz konusu değil. Burası alma
yeri değil verme yeridir.
Partilerin erkek üyeleri cephesinde rekabetlerine
tanık oluyoruz. Bu rekabetin kadın kolları tarafında da olduğunu söyleyebilir
miyiz?
Aramızda
çekişme olmuyor en azından bizim açımızdan olmuyor. Çünkü ben herkesi saygıyla
karşılıyorum. CHP ya da MHP hepsi siyaset için birşeyler yapıyorlar. Bu takdir
edilecek birşeydir. Ama ortak zeminde de buluşamıyoruz. Benden önceki
başkanlarımızda da ziyaretler olmuş ama ortak bir çalışmada bulunamadık. Ama
olursa da her zaman seve seve destek oluruz. Hep birlikte katılırız.
Politikacı kişiliğinizin dışında, aynı zamanda bir
annesiniz. Bu yıl içerisinde, eğitim alanında yapılan yenilikler oldu.
4+4+4 ve ilkokullarda kıyafet serbestliği gibi. Siz bu yenilikler hakkında ne
düşünüyorsunuz?
4+4+4
sistemiyle tek değişen unsur başlama yaşının küçültülmesi oldu. Yıl sayısı
olarak yine aynı sayıda devam ediyor. Bence gayet uygun bir sistem. 1 ve 4 yaş
arası, çocukların hafızasının dolduğu söylendi. Kişiliğin oturduğunu ve
hafızanın % de 80’lik kısmının dolduğu sosyal bilimciler tarafından
açıklandı.
Kalan % 20’lik kısmında 4 yaştan sonra dolduğu söylendi. Yaşın
küçültülmesi benim hoşuma gitti. Çocuklarım yedi yaşında başladı. Ama
şimdikiler 6 yaşında başlıyorlar. Bence gayet uygun bir sistem. Ben bu
sistemle alakalı olarak yapılan eleştirilere kesinlikle katılmıyorum.
Hükümet
politikasıydı ve meclisten onaylanarak geçti. Meclis böyle olmasına karar vermiş
ama 2-3 kişinin şöyle yapsak iyi olur gibi tavsiye gerektiren bir durum
değildir. Bunun bir alt yapısı var. Araştırılıyor avrupa ile kıyaslanıyor ve bu
şekilde olması öngörülüyor.
eleştirilere katılmıyorum. Şu konuda sadece tereddütüm oldu. O
da bir an da getirilmesi şeklinde olmasıydı. Bunu da sadece
öğrenci ve veliler açısından değil de, bununla alakalı olarak
oluşan bir sektör vardır. Tekstil yani okul kıyafetleri sektörü var.
Bu sektörden para kazanan insanlar üzüldüm. O açıdan çok hızlı
gelişti. Türkiye’de bu hep yapılmış. İnsanlar bir kalıba
koyulmaya çalışılmış. Tamam eğitim yapılmalı zorunlu olmalı
ama, eğitimi şu şekilde şu kıyafetle yapıcaksınız demek tek
tipleştirmek, düşüncenin de tektip olduğunu gösterir. Biz zaten
ülke olarak hep bundan dolayı kaybettik. Sen benim gibi
düşünmelisin. Sen benim gibi giyinmelisin. Neden ben bu kalıba
uyayım ki? Herkes istediğini yapsın. İnsanları , dil,din,düşünce,
her yönden özgür bırakın ki çeşitlilik oluşsun. Bu çeşitlilikte
bence farklılığı getirir. Aynı zamanda başarıyı da getirir.
Tektipleştirmek her zaman sakıncalıdır. Gruplaşmalar, ayrılıklar
bu gibi şeylerin yaşanacağına da
inanmıyorum.
Zaten bir muhitte okula gelen insanların profilleri ve ekonomisi hemen hemen
birbiriyle aynı seviyededir. Belki çok az bir oran olabilir ama bu inanın bu
şekilde oluyor. Ben öyle zengin, fakir ayrımının olacağını da düşünmüyorum.
Zaten çok zengin olan ailelerin çocukları özel okullarda kolejlerde zaten onlar
ayrışmış durumdalar. Burada annelere çok iş düşüyor. Çocukları yönlendirmeleri
lazım. Hergün böyle süsleyerek çocuklarını okullara göndermesinler.
Rahat
edebilecekleri belirli kıyafetler seçsinler ve değişmeli olarak onları
giydirsinler. Benim çocuklarımda şuan söylediğim şekilde okullarına gidiyorlar.
Hergün farklı bir kıyafetle göndermiyorum onları.
Çocukların
güvenliği açısından sorun olur diyenlere de sadece şunu söylemek istiyorum.
Zaten herhangi biri birşey yapmak istese bunu serbest kıyafetle değil her şekilde
yapabilir. Kıyafet zorunluluğu varkende sorunlar yaşanmıyormuydu. Hem ilkokulda
nasıl bir güven sorunu da yaşanabilir ki.
Geçtiğimiz hafta kutlanan Atatürk’ün kadınlara vermiş
olduğu seçme ve seçilme hakkı üzerine değinilen konulardan en önemlisi kadınların
kamusal alanda istihdam oranının azlığıydı. Siz bu konuda neler söylemek
istersiniz?
İstihdam
sağlanıyor ama sağlandığında da devamlılığı olmuyor. Çünkü bir kadın öğretmen
oluyor. Birçok arkadaşım yüksek lisans yapmış kendini geliştirmiş
fakat bir süre sonra bu işi bırakmış oluyor. Niye evlenmiş anne olmuş eşinin
işinden dolayı şehir değiştirmiş hani anne olunca zaten bir kadın hep iki adım
geride kalıyor. Onun için öğretmen olupta işini bırakan birçok arkadaş var.
Yoksa kamusal alanda ben çok fazla geri kaldıklarını düşünmüyorum. Erkek
egemenliğinin olduğu aşikardır. Ama ben bunun aşılacağını düşünüyorum. Aşılacak
ama zamanla oluşacak bir durum. Kadınların bir yere gelmesi hep bir
çabayla,çileyle oluyor. Umuyorum ki ilerleyen zamanlarda bu sistemde değişmiş
olur.
Son
olarak Kayseri’li kadınlara neler söylemek istersiniz? Onlara hangi konularda
önerilerde bulunabilirsiniz?
Her
kadının bir potansiyeli vardır. Gerek siyasette gerek ticarette gerekse kamusal
alanda. Gerçekten her konuda kadın Allah kabiliyetle donatmış. Onun için
kabiliyetlerinin, marifetlerinin farkına varsınlar. Bir kadın çok iyi siyaset
yapamayabilir ama çok iyi yemek yapıyordur. Kendini bu konuda geliştirmelidir.
Kendi görüşlerine yakın bir partinin mutlaka kadın kollarına başvursun. Ben
birşeyler yapmak istiyorum desin. Siyasi kabiliyetim, enerjim, gücüm var
desinler. Orda çalışmaya başlasın. AK Parti’nin kapısı da bu şekilde düşünen
birşeyler yapmak isteyen her bayana açıktır.
KAYSERİNİN YEŞİLHİSAR İLÇESİ
YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ
17 ARALIK 2012 TARİHİNDE KAYSERİ DENİZ POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI.
RÖPORTAJ/ FOTOGRAF
FERHAT ERGÜL
HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder