1 Ocak 2014 Çarşamba




Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük Ressamlardan olan Hasan Gürpınar ile Söyleşi;



        Yer altı ressamı olarak bilinen Hüseyin
      Gürpınar’ın oğlu olan Ünlü ressam Hasan                 Gürpınar’ın Sanat atölyesini ziyaret ettik.

58 yaşında olup da 50 yıldır sanatın bütün kolları 

ile uğraşan Hasan Gürpınar Kurduğu sanat

 atölyesinde birçok öğrenci yetiştiriyor. Hem 

okullu hem alaylı olması nedeni ile bu alanda en

 iyilerden biri olan Gürpınar, Sanat atölyesinde 12 

ay boyunca süren resim kursu veriyor. Daha önce

 yaptığı çalışmalar ile herkes tarafından tanınan

 Ressam Hasan Gürpınar aynı zamanda Türk

 Mizah Tarihinin önemli tiplemelerinden olan İncili

 Çavuşun da yaratıcısı. Büyük Usta’nın, Röportaj

 sırasında Muhabirimiz Uğur Ayazsının resmini 

çizmesi de oldukça etkileyiciydi.





Hocam Yerel ve ulusal birçok medya kanalından tanınan bir kişisiniz. Öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?
Benim babam Kapalıçarşı ve Yer altı çarşısında resim çizerdi. Yeraltı ressamı derlerdi babama. Ben Hüseyin Gürpınarın oğluyum. Babam benim ilk hocamdır. Daha sonra Kayserinin tanınmış ressamı Faik Gürbüzden istifade ettim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de hocalığını yapan Nurşen Özdamar’ın öğrenciliğini yaptım. Profesyonel tiyatrocu olan Ümit Akkartal’dan tiyatro eğitimi aldım. İlkokuldan itibaren şanslıydım bu konuda. Ankara Gazi Enstitüsünde eğitim gördüm. 26 sene resim öğretmenliği yaptım. İlk görev yerim Siirt’in Eruh ilçesi. Kayseri Lisesinde görev yaptıktan sonra emekli oldum. Kayseri’ye 1993’de geldim. Yıllardır sanat ailesinin içerisindeyim. Çeşitli televizyonlarda programlar yaptım. Dergilerde, gazetelerde karikatürler yaptım, yayınlattım. Resim sergileri açtım. Şu anda da 12 ay devam eden Resim kursumuz var. 
Yaptığınız önemli ve farklı karikatürler oldu mu? Varsa bunlardan bahseder misiniz?
Yaptığım önemli karikatürler oldu. Türk Mizah Ustalarından İncili Çavuş’un ilk karikatür tiplemesini yapan kişiyim. Bunu Ankara’da çıkarttığım Hoca Nasrettin Mizah Dergisin'de 4 yıl çizgi bant olarak yayınladım. Kayseri’ye geldiğimden beri zaman zaman bazı gazetelerde İncili Çavuşu çizgi bant olarak yayınladım. Ayrıca 2 eşeği konuşturduğum eşekçe diye bir karikatür de yaptım. Zaman zaman yerel gazetelerde yayınladım.


Hocam yaptığınız iş Kayseri’de nasıl karşılanıyor? Beklediğiniz ilgiyi buluyor musunuz? Kayseri ne durumda sizce?
Kayseri gelişiyor. Çok güzel alt yapı, üst yapı, üniversite, yollar, çevre düzenlemeleri yapılıyor. Ben bunlara katılıyorum. Çokta beğeniyorum. Büyük şehir olarak dünya şehri olma yolunda ilerleniyor. Fakat birazda Sanat konusuna el atılması lazım. Sanat gözüyle baktığımızda Kayseri’de büyük bir boşluk görülüyor.

Sanat konusunda birçok çalışma var. Dergiler çıkartılıyor, emek veriliyor bir şeyler yapılıyor fakat bir türlü bu dergiler satılmıyor ve okunmuyor. Sizce bu durum nasıl aşılabilir?

 Bu durumu aşabilmek için bilgi sunacaksın. Vatandaşı 
 bilgilendireceksin. Her şey arz ve talep ile alakalı. Belediyeler
 nasıl şehrin kanallarının, çevresinin, yollarının eksikleri olduğunu
 hissediyorlarsa bu konudaki eksiklikleri de hissetmeleri 
 gerekmektedir. Ben buradan Hasan Gürpınar olarak şunları 
 söylüyorum’’Sanatın da diğer alanlar gibi eksik olduğunu görün,
 araştırın, sorun ve bulun. Daha sonra bu konuda da çalışmalar
 yapın.’’ Sanatın şöyle bir yanı vardır. İnsan nasıl ekmek yemeden,
 su içmeden yaşayamıyorsa bir şehirde Sanat olmadan yaşayamaz.
 Bu topluma Sanat pompalayacak kurumlar, kuruluşlar 
 oluşturulmalı. Sürekli Sanat ile ilgili etkinlikler yapılmalı. Böyle
 şeyler yapılmalı ki insanlar bilgilensin ve özensin. İnsanlarımızı
 bilgilendirip özendirerek bu eksikliği gidermemiz lazım. Büyükşehir
 diye geçiyor fakat bir yanı eksik bu Büyükşehrin. Kayseri Sanat 
alanındaki eksikliklerini gidererek ancak tam bir şehir olabilir
. 

Kayseri Tarihi açıdan da önemli bir şehir 
değil mi?


Tabii ki öyle. Geçmişe baktığınız zaman Kayseri’de Medeniyetler yaşamış. Asurlular, Selçuklular, Osmanlı gibi bir sürü devlet ve imparatorluk yaşamış. Bu kadar tarihi zenginlikleri var, tabii güzellikleri var. Fakat Sanatsal anlamda çok büyük eksiğimiz var. Bununla birlikte Sanat adamı da çok az var. Şehrin büyüklüğüne oranla sanatla ilgilenenlerin sayısı çok düşük durumda. Nerdeyse yok denecek kadar az sanatçı var.

Babadan oğla geçen bir sanatçılık var sizde. Büyük bir sanatçısınız. 50 yıldır bu işin içindesiniz ve bıkmamışsınız. Bu istek, aşk, heves, bitmeyen enerji nereden geliyor?


Sevmek sevilmek içindir. İnsanın doğasında sevmek vardır. İnsan güzel görmeyi isteyen ve güzel görünmeyi isteyen bir yapı ile yaratılmıştır. Ben gözümü açtım sanat çıktı karşıma. Ailem sanat ile ilgileniyordu. Benim ilk ustam babamdı. Ne kadar şanslıymışım ki toplumda iltifatlar gördüm. Bu çocuk yetenekli denildi. Bende bu konuda çalışmalar yaptım. 

                           YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ

Resim dışında hangi sanat dalları ile ilgilendiniz?
Tiyatro ile ilgilendim. Büyükşehir belediyesinde 2000 yılı başlarında şehir tiyatrosu kurulması için genel sanat yönetmenliği yaptım. Öğretmenlik yaptığım zamanlarda tiyatrolar yazdım. Yönetmenlik yaptım.  Kayseri Deneme tiyatrosu adında bir topluluk ile birlikte oyunlar sergiledim. Geçmiş zamanlarda Tabelacılık yaptım. O zamanlarda ki tabelacı adlandırılan kişi ressam demekti. Ben o zamanlarda Kayseri lisesinde öğrenciydim. Reklam ofisi açtım. 


Geçtiğimiz yıllara bakarak sanatsal anlamda Kayseri’de neler değişti?
Çok bir şey değişmedi. En fazla Erciyes Üniversitesin resim ve heykel bölümü açıldı. Bunlar yeterli mi? Hayır yeterli değil. Kayseri Sanatsal anlamda geri kalmış durumda. Yani Kayseri’de sanat yok sayılacak kadar az. Gazetelerde ve Dergilerde de çizimler yapılmalı. Sanat alanında bir şeyler yazılmalı, çizilmeli. Gazete alan insanlar bir şeyler görüp öğrenmeli.



Son olarak Sanat anlamında Sanatçılık
 anlamında gençlere neler söylemek istersiniz?

Şunu söyleyebilirim. Aileler olarak yanlışın içindeyiz. Aileler olarak onların mutlu olmayacakları mesleklerde olmalarını istiyoruz. Hep para kazan, oku, başar diyoruz. O da bunu yapıyor fakat mutsuz. Biraz daha sakin olup onların mutlu olacağı tercihleri yapmalarına izin vermeliyiz. Şunu tavsiye etmeliyim. Gülmeyi unutmamalılar. Mutlu olmalılar. Bunun için de paraya bakmamalıdırlar. Hayata başka pencerelerden bakmayı öğrensinler. Sanat penceresinden de bakabilsinler. Hobi olarak da olsa ilgilensinler sanat ile. Genel olarak aile baskısından kurtulup bilinçli olarak mutlu olacakları seçimleri yapmalılar diyebilirim.






                 KAYSERİ DENİZ POSTASI 
              GAZETESİNDE YAYINLANDI


                 RÖPORTAJ VE FOTOĞRAF
                         UĞUR AYAZSIN  

                             HAZIRLAYAN 
                           LEMAN ÖZDİLEK












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder