Yer altı ressamı olarak bilinen
Hüseyin
Gürpınar’ın oğlu olan Ünlü ressam Hasan Gürpınar’ın Sanat atölyesini
ziyaret ettik.
58
yaşında olup da 50 yıldır sanatın bütün kolları
ile uğraşan Hasan Gürpınar
Kurduğu sanat
atölyesinde birçok öğrenci yetiştiriyor. Hem
okullu hem alaylı
olması nedeni ile bu alanda en
iyilerden biri olan Gürpınar, Sanat atölyesinde
12
ay boyunca süren resim kursu veriyor. Daha önce
yaptığı çalışmalar ile
herkes tarafından tanınan
Ressam Hasan Gürpınar aynı zamanda Türk
Mizah
Tarihinin önemli tiplemelerinden olan İncili
Çavuşun da yaratıcısı. Büyük
Usta’nın, Röportaj
sırasında Muhabirimiz Uğur Ayazsının resmini
çizmesi de
oldukça etkileyiciydi.
Hocam Yerel
ve ulusal birçok medya kanalından tanınan bir kişisiniz. Öncelikle kendinizden
bahsedebilir misiniz?
Benim babam Kapalıçarşı ve Yer altı
çarşısında resim çizerdi. Yeraltı ressamı derlerdi babama. Ben Hüseyin
Gürpınarın oğluyum. Babam benim ilk hocamdır. Daha sonra Kayserinin tanınmış
ressamı Faik Gürbüzden istifade ettim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de
hocalığını yapan Nurşen Özdamar’ın öğrenciliğini yaptım. Profesyonel tiyatrocu
olan Ümit Akkartal’dan tiyatro eğitimi aldım. İlkokuldan itibaren şanslıydım bu
konuda. Ankara Gazi Enstitüsünde eğitim gördüm. 26 sene resim öğretmenliği
yaptım. İlk görev yerim Siirt’in Eruh ilçesi. Kayseri Lisesinde görev yaptıktan
sonra emekli oldum. Kayseri’ye 1993’de geldim. Yıllardır sanat ailesinin
içerisindeyim. Çeşitli televizyonlarda programlar yaptım. Dergilerde,
gazetelerde karikatürler yaptım, yayınlattım. Resim sergileri açtım. Şu anda da
12 ay devam eden Resim kursumuz var.
Yaptığınız
önemli ve farklı karikatürler oldu mu? Varsa bunlardan bahseder misiniz?
Yaptığım önemli karikatürler oldu.
Türk Mizah Ustalarından İncili Çavuş’un ilk karikatür tiplemesini yapan
kişiyim. Bunu Ankara’da çıkarttığım Hoca Nasrettin Mizah Dergisin'de 4 yıl
çizgi bant olarak yayınladım. Kayseri’ye geldiğimden beri zaman zaman bazı
gazetelerde İncili Çavuşu çizgi bant olarak yayınladım. Ayrıca 2 eşeği
konuşturduğum eşekçe diye bir karikatür de yaptım. Zaman zaman yerel gazetelerde
yayınladım.
Hocam
yaptığınız iş Kayseri’de nasıl karşılanıyor? Beklediğiniz ilgiyi buluyor
musunuz? Kayseri ne durumda sizce?
Kayseri gelişiyor. Çok güzel alt
yapı, üst yapı, üniversite, yollar, çevre düzenlemeleri yapılıyor. Ben bunlara
katılıyorum. Çokta beğeniyorum. Büyük şehir olarak dünya şehri olma yolunda
ilerleniyor. Fakat birazda Sanat konusuna el atılması lazım. Sanat gözüyle
baktığımızda Kayseri’de büyük bir boşluk görülüyor.
Sanat
konusunda birçok çalışma var. Dergiler çıkartılıyor, emek veriliyor bir şeyler
yapılıyor fakat bir türlü bu dergiler satılmıyor ve okunmuyor. Sizce bu durum
nasıl aşılabilir?
Bu durumu aşabilmek için bilgi sunacaksın.
Vatandaşı
bilgilendireceksin. Her şey arz ve talep ile alakalı. Belediyeler
nasıl şehrin kanallarının, çevresinin, yollarının eksikleri olduğunu
hissediyorlarsa bu konudaki eksiklikleri de hissetmeleri
gerekmektedir. Ben
buradan Hasan Gürpınar olarak şunları
söylüyorum’’Sanatın da diğer alanlar
gibi eksik olduğunu görün,
araştırın, sorun ve bulun. Daha sonra bu konuda da
çalışmalar
yapın.’’ Sanatın şöyle bir yanı vardır. İnsan nasıl ekmek yemeden,
su içmeden yaşayamıyorsa bir şehirde Sanat olmadan yaşayamaz.
Bu topluma Sanat
pompalayacak kurumlar, kuruluşlar
oluşturulmalı. Sürekli Sanat ile ilgili
etkinlikler yapılmalı. Böyle
şeyler yapılmalı ki insanlar bilgilensin ve
özensin. İnsanlarımızı
bilgilendirip özendirerek bu eksikliği gidermemiz lazım.
Büyükşehir
diye geçiyor
fakat bir yanı eksik bu Büyükşehrin. Kayseri Sanat
alanındaki eksikliklerini
gidererek ancak tam bir şehir olabilir
.
Kayseri
Tarihi açıdan da önemli bir şehir
değil mi?
Tabii ki öyle. Geçmişe baktığınız
zaman Kayseri’de Medeniyetler yaşamış. Asurlular, Selçuklular, Osmanlı gibi bir
sürü devlet ve imparatorluk yaşamış. Bu kadar tarihi zenginlikleri var, tabii
güzellikleri var. Fakat Sanatsal anlamda çok büyük eksiğimiz var. Bununla
birlikte Sanat adamı da çok az var. Şehrin büyüklüğüne oranla sanatla
ilgilenenlerin sayısı çok düşük durumda. Nerdeyse yok denecek kadar az sanatçı var.
Babadan oğla
geçen bir sanatçılık var sizde. Büyük bir sanatçısınız. 50 yıldır bu işin
içindesiniz ve bıkmamışsınız. Bu istek, aşk, heves, bitmeyen enerji nereden
geliyor?
Sevmek sevilmek içindir. İnsanın
doğasında sevmek vardır. İnsan güzel görmeyi isteyen ve güzel görünmeyi isteyen
bir yapı ile yaratılmıştır. Ben gözümü açtım sanat çıktı karşıma. Ailem sanat
ile ilgileniyordu. Benim ilk ustam babamdı. Ne kadar şanslıymışım ki toplumda
iltifatlar gördüm. Bu çocuk yetenekli denildi. Bende bu konuda çalışmalar
yaptım.
YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ
Resim
dışında hangi sanat dalları ile ilgilendiniz?
Tiyatro ile ilgilendim. Büyükşehir
belediyesinde 2000 yılı başlarında şehir tiyatrosu kurulması için genel sanat
yönetmenliği yaptım. Öğretmenlik yaptığım zamanlarda tiyatrolar yazdım. Yönetmenlik
yaptım. Kayseri Deneme tiyatrosu adında bir topluluk ile birlikte oyunlar
sergiledim. Geçmiş zamanlarda Tabelacılık yaptım. O zamanlarda ki tabelacı
adlandırılan kişi ressam demekti. Ben o zamanlarda Kayseri lisesinde
öğrenciydim. Reklam ofisi açtım.
Geçtiğimiz
yıllara bakarak sanatsal anlamda Kayseri’de neler değişti?
Çok bir şey değişmedi. En fazla
Erciyes Üniversitesin resim ve heykel bölümü açıldı. Bunlar yeterli mi? Hayır
yeterli değil. Kayseri Sanatsal anlamda geri kalmış durumda. Yani Kayseri’de
sanat yok sayılacak kadar az. Gazetelerde ve Dergilerde de çizimler yapılmalı.
Sanat alanında bir şeyler yazılmalı, çizilmeli. Gazete alan insanlar bir şeyler
görüp öğrenmeli.
Son olarak
Sanat anlamında Sanatçılık
anlamında gençlere neler söylemek istersiniz?
Şunu söyleyebilirim. Aileler olarak
yanlışın içindeyiz. Aileler olarak onların mutlu olmayacakları mesleklerde
olmalarını istiyoruz. Hep para kazan, oku, başar diyoruz. O da bunu yapıyor
fakat mutsuz. Biraz daha sakin olup onların mutlu olacağı tercihleri
yapmalarına izin vermeliyiz. Şunu tavsiye etmeliyim. Gülmeyi unutmamalılar.
Mutlu olmalılar. Bunun için de paraya bakmamalıdırlar. Hayata başka
pencerelerden bakmayı öğrensinler. Sanat penceresinden de bakabilsinler. Hobi
olarak da olsa ilgilensinler sanat ile. Genel olarak aile baskısından kurtulup
bilinçli olarak mutlu olacakları seçimleri yapmalılar diyebilirim.
KAYSERİ DENİZ POSTASI
GAZETESİNDE YAYINLANDI
RÖPORTAJ VE FOTOĞRAF
UĞUR AYAZSIN
HAZIRLAYAN
LEMAN ÖZDİLEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder