Renkli Tebeşir Kültür ve
Sanat Derneği başkanı
İbrahim ALTUNTAŞ 'la
söyleşi
Derneğinizin
kuruluşuyla ilgili bilgi verebilirmisiniz?
Renkli tebeşir kültür ve sanat
derneği olarak 2011 yılının haziran ayında kurduk. Daha çok öğretmen arkadaşlarla
kurduğumuz bir dernektir.
Kayserinin sosyal yaşamına yeni bir
boyut kazandırmak gibi bir iddiayla yola çıktık. Sadece tiyatro alanında değil
fotoğraf diksiyon drama gibi birçok kültür ve sanat alanına giren
faaliyet göstermek üzere kurulduk. Aradan bir buçuk yıl kadar bir süreç
geçti.
Bu süreç içerisinde özellikle ilk yıl itibariyle tiyatro ağırlıklı olmak
üzere çeşitli faaliyetlerde bulunduk. Bu faaliyetlerimizin içerisinde ilk
oyunumuz aile bağları diye yetişkin kesime yönelik oyun oynandı. Bir de körebe
adlı çocuk oyunumuz sahnelendi.
Daha sonra süreçte şahane düğün diye
yetişkinler için komedi oyunu oynadık. O süreç içerisinde de yine fotoğraf
kursu gerçekleştirdik. Hem üyelerimize hem dışarıdan bu işe ilgi duyan
insanların katıldığı güzel bir verimli bir kurs oldu. Bu oyunların arasından
aile bağları adlı oyunumuz büyükşehir belediyesinin 100 günde 100 etkinlik
sosyal faaliyeti çerçevesinde 2 kez sahne aldı. Kayseri halkınında yoğun ilgi
gösterdiği bir oyundu.
Şuana kadar sergilediğimiz oyunların hepside çok
beğenildi. Zaten bizde çalışmalarımızı biraz seçerek yapmaya çalışıyoruz. Çok
şey yapmaktan ziyade daha doğru şeyler yapalım diyoruz. Bu sezonda öğretmen
arkadaşımız adnan yurttaşın yazdığu tut elimden adlı oyunumuzu sahneledik.
Şuana kadar iki kez oynadık. Bu oyunumuz daha sonra ki süreçte de sahnelenmeye
devam edicek.
Yine bahsettiğim drama diksiyon gibi çalışmalarımız devam ediyor.
Bunlarla ilgili kurslarımızıda en kısa zamanda başlatacağız. Drama ile ilgili
7-15 yaş arası çocuklara yönelik bir drama çalışmamız olacak. Onun içinde
kayıtlarımız başladı. Zannediyorum kasım ayının sonu itibariyle kursumuz
başlayacak.
Şuan Kayseri
halkının tiyatroya olan ilgisi ne şekilde?
Aslında ilgiyle potansiyeli bir
ayırt etmek gerekiyor. Kayseri’de ciddi anlamda önemli bir seyirci
potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Hem bu işe oyuncu anlamında ilgi duyanlar.
Hemde seyirci olarak ilgi duyanlarda var. En büyük eksikliğimiz bu konuda
tanıtımın yapılamamasıdır. Oynayacağımız oyunların salonlar dışında tanıtımının
yapılacağı herhangi bir alan bulmakta zorlanıyoruz. Afiş asmakta ya da broşür
asmakta sadece elekronik ortamda mail yoluyla bu imkanı buluyoruz. Duyuru
yöntemimiz bu şekilde oluyor. Kayserinin ilgisiz olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü 1
milyonluk bir şehirde bir oyunda salonun kapasitesi 500 kişi ise 500 kişilik
bir potansiyele ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Ama şuan da dışardan gelen
profesyonel oyunlar dahil sahnelenen oyunlar 200-300 arası seyirciye karşı
oynanıyor. Bunu arttırmamız lazım. Zaten derneğimizin temel amaclarından
biriside bu sayıyı yukarılara çekmektir. Seyircinin yetişmesini sağlamak.
Bilinçli tiyatro izleyicileri kazandırmak olcak. Çalışmalarımız bu alanda devam
ediyor. Bugüne kadar ortaya çıkan gruplar ciddi anlamda bu işe zarar verdiler.
Çünkü ya çok çabuk sürede hazırlanmış. Profesyonellik işin içine girmemiş basit
oyunlarla seyirci karşısına çıkarıldı. Bundan dolayıda seyirci tiyatroya
küstürüldü. Birde tiyatronun önünde ki en önemli etkenlerden birisi
televizyonun günlük yaşamdaki yeridir. Televizyonda izlediğimiz sanatçıların
birçoğunun tiyatro kökenli olmasına rağmen insanlar onları sadece dizilerden
tanıyabiliyorlar.
Eğer bu oyunlarda dizilerde rol almış oyuncular olursa ilgi
daha farklı oluyor. Konusu ve içeriğine çok fazla bakmadan sadece isim üzerine
belli bir ilgiyi yakalayabiliyorsunuz. En çok sorulan soru konusunun ne
olduğundan çok kim oynuyor olduğudur. Bu ön yargılarıda ancak profesyonel işler
sonucu yıkabiliriz. Çalışmalarımız bu yönde devam ediyor. Yani ilginin olmadığı
yanlış olur ama var olan potansiyeli harekete geçirmek gerektiğini
düşünüyorum.
Tanıtımların
yetersizliğinden bahsettiniz. Peki belediyelerin bu konuda desteğini
alabiliyormusunuz? Ya da sizin bu konuda girişimleriniz oldu mu?
Bu konuda en büyük görev belediyelere
düşüyor. Belediyenin tanıtım yapılabilecek alanları bizlere açması
gerekiyor. bu işi yapan insanlara kültür sanat etkinlikleri için mekan, yer
gösterilmesi gerekiyor. Bunun içinde afişler ve tanıtımlar için talepte
bulunduk. Ama şuana kadar çok da somut adımlar atılamadı belki ama
girişimlerimizi sürdürüyoruz. Önümüzdeki en büyük engel bu. Bilboard gibi
alanların genelde reklam üzerine kullanılmasının ötesinde belli bir oranının da
kültür sanat etkinliklerinin duyurulmasına ayrılmasını talep ediyoruz. Önümüzde
ki süreçte bu taleplerimiz sık sık tekrarlayacağız.
Girişimleriniz
sonucunda şuana kadar geri dönüş ya da olumlu bir oldu mu?
Belli şirketlere ihale yoluyla bu
bilboardlar verildiği için orda bir sıkkıntı var. İhale şartlarında bunların dile
getirilmesi şartnamelere eklenmesi ve firmalarında buna uyması gerekiyor.
tamamen direk belediyeleri ilgilendiren bir konu olmaktan çıkıyor ne yazık ki
maddi boyutu olduğundan dolayı. Bu alanda bizde dernek olarak başvurularımızı
yapıyoruz. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu aşmamız gerekiyor. en büyük sıkıntı
üniversite.
Ciddi nüfusa sahipler ve tiyatronunda gündemlerinden hiç çıkmaması gerekiyor. her hafta hergün çok sık aralıklarla belli oyunların oynanması gerekiyor. Bu anlamda üniversitelerin desteğini ve ilgisini alamıyoruz. Üniversite sınırları içerisinde biz afiş asamıyoruz. Belediyeler bir tarafa üniversitelerinde bu konuda kapalı kutu rolünde olması asıl sıkıntı yaratan durum. Talep ettiğimizde de bizden çok yüksek ücretler istiyorlar. Belki satamayacağız bilet sayısı kadar para talep ediliyor. Bizde dostlarımızla bu olumsuz durumu aşmaya çalışıyoruz.
Bu yüzden maddi problemleri ortadan kaldırılması gerekiyor. ama şuana kadar yapmış olduğumuz girişimlerden üniversiteler tarafından bir sonuç alamadık. Biliyorsunuz 50 bin kişilik bir üniversitede 500 kişilik salonu doldurmanın kolay olacağını düşünüyoruz. Ekonomik sorunları ben aşacağımızı düşünüyorum. Ama biz öyle olmadığını düşünüyoruz. Zaten büyükşehirlerle kıyaslanamayacak kadar farklı durumda oyun fiyatlarımız. İstanbulda 70-80 liraya satılan biletleri biz burda 10 liraya satıyoruz. Bize en çok gelen şikayetler böyle bir etkinlik var da bizim neden haberimiz yok diye oluyor.
Ciddi nüfusa sahipler ve tiyatronunda gündemlerinden hiç çıkmaması gerekiyor. her hafta hergün çok sık aralıklarla belli oyunların oynanması gerekiyor. Bu anlamda üniversitelerin desteğini ve ilgisini alamıyoruz. Üniversite sınırları içerisinde biz afiş asamıyoruz. Belediyeler bir tarafa üniversitelerinde bu konuda kapalı kutu rolünde olması asıl sıkıntı yaratan durum. Talep ettiğimizde de bizden çok yüksek ücretler istiyorlar. Belki satamayacağız bilet sayısı kadar para talep ediliyor. Bizde dostlarımızla bu olumsuz durumu aşmaya çalışıyoruz.
Bu yüzden maddi problemleri ortadan kaldırılması gerekiyor. ama şuana kadar yapmış olduğumuz girişimlerden üniversiteler tarafından bir sonuç alamadık. Biliyorsunuz 50 bin kişilik bir üniversitede 500 kişilik salonu doldurmanın kolay olacağını düşünüyoruz. Ekonomik sorunları ben aşacağımızı düşünüyorum. Ama biz öyle olmadığını düşünüyoruz. Zaten büyükşehirlerle kıyaslanamayacak kadar farklı durumda oyun fiyatlarımız. İstanbulda 70-80 liraya satılan biletleri biz burda 10 liraya satıyoruz. Bize en çok gelen şikayetler böyle bir etkinlik var da bizim neden haberimiz yok diye oluyor.
Kayseri
şehrinde yeteri kadar tiyatro salonu olduğunu düşünüyormusunuz?
Şuan da yeterli olduğunu düşünüorum.
Ortalama 500 kişilik olan birçok salon var. Mevcut etkinlikler doğrultusunda
yeterli olduğunu düşünüyorum. Ama bunlar sadece tiyatro için dğil başka sosyal
kültğrel etkinlikler içinde kullanılsada ben yine de kayseri için yeterli
görüyorum. kadir has salonunun orada yapılan salonla birlikte de olay daha
farklı bir boyut kazanacaktır. En azından bir konser ya da bir konferans salonu
niteliğini kazanmış olacak. Şehir büyüyor. Üniversite ve öğrenci sayısı
artıyor. Bununla beraber geleceğe yönelik planlar yapılması gerekiyor.
Tiyatroya
ilgisizlik hem Kayseri hem de Türk halkının ortak sorunu . Sizce bu neden
kaynaklanıyor? Ya da halka tiyatro nasıl sevdirilmeli?
İnsanlara bu sanat dalının alt
yapısı verilmiyor. Bu işinde eğitimle sağlanması gerekiyor. yoldan geçen
insanların girip katılacağı bir etkinik değil. O bilince ulaşmış olmalaı.
Tiyatroda ne bulabileceğini ne kazanabileceğini iyi bilen insanların tercih
ettiği bir sanat dalı olarak görüyoruz. Sinemaların tanıtım alanı tiyatrolara
göre çok daha belirgin oluyor. Çok daha geniş bütçelerle ve gelişmiş teknolojik
imkanlarla yapılan bir iş olma özelliği taşıyor.
Tiyatro daha doğaç yapılan bir sanat dalı. Canlı yapılan bir sanat dalı. Ama şunu anlatmaya çalışıyoruz. Tiyatroyu tarif ederken biz hep insan unsurunu önde tutuyoruz. İnsanı insana insanla anlatma sanatı olarak tanımlıyoruz. Hayatta bulamayacağınız yaşayamayacağınız bir çok şeyi tiyatro sahnesinde görürüz. Orası apayrı bir dünyadır. Herşey o anda gerçekleşir. Duygularınızı ifade edebileceğiniz en uygun ortam olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan sinema tiyatroya kıyasla daha farklı bir durumda olmaktadır.
Eğitimide içine aldığı için insanların tiyatroya bakış açısı farklı. Onun da zamanla aşılabileceğini kaliteli oyunlarla ve deneyimli grupların ortaya çıkmasıyla beraber bununda kolaylaşacağını umut ediyorum. Bizim özellikle önemsediğimiz konu çocuk oyunları. Tiyatroya ileri ki yıllarda altyapı oluşturması açısından onlara yönelik çalışmalara daha çok önem veriyoruz. Bunun içinde her yıl mutlaka çocuk oyunları yapmaya çalışıyoruz. Amacımız bu yönde yeni nesile tiyatroyu aşılamak.
Tiyatro daha doğaç yapılan bir sanat dalı. Canlı yapılan bir sanat dalı. Ama şunu anlatmaya çalışıyoruz. Tiyatroyu tarif ederken biz hep insan unsurunu önde tutuyoruz. İnsanı insana insanla anlatma sanatı olarak tanımlıyoruz. Hayatta bulamayacağınız yaşayamayacağınız bir çok şeyi tiyatro sahnesinde görürüz. Orası apayrı bir dünyadır. Herşey o anda gerçekleşir. Duygularınızı ifade edebileceğiniz en uygun ortam olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan sinema tiyatroya kıyasla daha farklı bir durumda olmaktadır.
Eğitimide içine aldığı için insanların tiyatroya bakış açısı farklı. Onun da zamanla aşılabileceğini kaliteli oyunlarla ve deneyimli grupların ortaya çıkmasıyla beraber bununda kolaylaşacağını umut ediyorum. Bizim özellikle önemsediğimiz konu çocuk oyunları. Tiyatroya ileri ki yıllarda altyapı oluşturması açısından onlara yönelik çalışmalara daha çok önem veriyoruz. Bunun içinde her yıl mutlaka çocuk oyunları yapmaya çalışıyoruz. Amacımız bu yönde yeni nesile tiyatroyu aşılamak.
Tiyatro
eğitiminin okullarda ders olarak öğretilmesi sizce de daha faydalı olmaz
mı?
Kesinlikle çok doğru bir tespit. Bu
anlamda asıl görev devlete düşüyor. Bizim gibi dernek ve özel tiyatrolar işin
belli boyutlarıyla ilgilenebilirler. Devlet tarafından verilen bu derslerin de
verildiği okullarda genelde branşın öğretmeni olmuyor. Bu alanın öğrencilere
ders olduğu da algılanamıyor. Görsel sanatları ders olarak algılayamıyorlar.
Bugün en çok karşılaştığımız sorunlardan birisi insanların kendini ifade
edememesi. Onun temelinde de önceki döneminde eğitimin iyi alınamaması diksiyon
drama ve tiyatro gibi uğraşı alanlarıyla tanışmamış olmasından dolayı
kaynaklanıyor. Hala belli yaşa gelmiş insanlar ilkokula gittiği tiyatro
oyunlarını hatırlarlar. Sonra ki süreçte tiyatroyu unutmuşlardır. Biz bunu
unutturmama yolunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. En azından geleceğin
seyircisini şimdiden hazırlamaya gayret gösteriyoruz. Tiyatronun murlaka ve
mutlaka okul müfredatına girmesi gerekiyor. Okul idarelerinin öğretmenlerin bu
işe ciddi şekilde eğilim göstermeleri gerekiyor. Müfredatlarda olması
gerekiyor.
KAYSERİ DENİZ POSTASI GAZETESİNDE YAYINLANDI
HABER FERHAT ERGÜL
FOTOĞRAF KABİYE ER
HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder