KAYSERİNİN
YEŞİLHİSAR
İLÇESİ
YEŞİLHİSAR ŞEKERPARESİ
ENGEL TANIMAYAN YETENEK
' ERSİN ÇİMEN '
Onun hemen her konuda becerisi var.
Yakınları ona sayı makinası diyor. Matematik uzmanı diyenler de var. Fakat o
sadece sayılar konusunda uzman değil. Görme engeli olmasına rağmen bağlama da
çalıyor, nefesli çalgılar da. Kendine sanatçı demekten çekinecek kadar mütevazı
olan Çimen, inanılmaz bir hafızaya da sahip. Öyle ki Beşiktaş’ın son 30 yıl
içinde oynadığı bütün maçları ezbere biliyor. Sadece maçları bilmekle de
kalmayarak golleri de sayıyor.
Sohbete
başlamadan önce, özgeçmişinizden bahseder misiniz?
Ben 44 yaşındayım. Balıkesirde
doğdum. Büyükşehir Belediye Konservatuarında uzun yıllar öğretim üyeliği ve
müdür yardımcılığı yaptım. 1974’den bu güne bağlama çalıyorum. 1990’dan bu güne
nefesli çalgılar kullanıyorum. 7 yıl önce emekli oldum. Oğlumun ısrarı ile
Yeteneksizsiniz Türkiye yarışmasına katıldım. Şu anda özel bir şirkette
gayrimenkul danışmanlığı yapıyorum. Bununla birlikte sahne yaşantım devam
ediyor. Profesyonel anlamda hem ses hem de söz icra ediyorum. Koyu bir Beşiktaş
taraftarıyım. Benim için Beşiktaş taraftarlıktan öte bir yaşam biçimi.
Birçok
yeteneğiniz var. Bu yeteneklerinizden bahseder misiniz?
Bunlara yetenek değil de beceri
diyelim. Zihin hesabı yapıyorum. Hızlı ezber yapıyorum. Normal insan
standardının üstünde bir hıza sahibim. Bunun için de özel bir çaba
sarfetmiyorum. Yani oturup da 89x89’un kaç ettiğini ezberleyeyim diye
çabalamıyorum. Bunun dışında müzik yapıyorum. Birçok sanatçı sahneye çıkarken
önüne repertuar defteri veya nota sehpası alır. Ben sahneye çıktığım zaman bunu
yapmıyorum. Şunu nasıl okuyayım iye düşünmüyorum. Tamamen doğaçlama program
yapıyorum. Mesela 4 saat program yaptıysam bir parçayı iki defa çalmıyorum.
Böyle bir özellik var. Beşiktaşlılığım var birde. Beşiktaş’ın son 30 yılına
hâkimim diyebilirim. 30 yılda Beşiktaş hangi hafta, kiminle oynadı ve maç kaç
kaç bitti. İnanın çaba olmadan benim ezberimde.
Yeteneklerinizin
farkına ne zaman vardınız?
Bu yeteneğim 15-16 yıl önce
öğrencilerimizle oynadığımız küçük oyunlar esnasında ortaya çıktı. Eskiden
vergi iade zarfları vardı. O zamanlarda müdürümüz vergi iadesini dolduruyor. 63
parça faturayı hesaplamaya çalışıyor. Hesap makinasını eline aldı. Uğraştı,
uğraştı işin içinden çıkamadı. Bu arada ben faturaların tamamını ezberlediğim
için toplamını söyledim. Nasıl emin olabiliyorsun dedi bana. 63 parça faturayı
arka arkaya sayarak bunlar mıydı? dedim. O gün farkına vardım bu yeteneğin.
Yıllar önce ben Ezbere Kuran-ı Kerim dersleri aldım. Hocam sabah bir sayfayı
bana okurdu. Ben öğlen gider o sayfayı hocaya tecvit’i ile okurdum. Yani ezber
konusunda böyle bir şey olduğunu farkettim. Uzun yıllar santral memurluğu
yaptım. Orada da telefon rehberi kullanma ihtiyacı hissetmedim.
Biraz da
Beşiktaşlılığınızdan bahsetsek. Beşiktaş hakkında bu kadar bilgiye ulaşma fikri
nereden çıktı? Yoksa bu bir fikir değildi de kendiliğinden mi gelişti?
Bu bir fikir değil. Tamamen
kendiliğinden gelişti. Ben hafta sonu geldiğinde kahveye gidip de fayans
döşemem. Futbol maçlarına giderim. O heyecanı severim. Diyeceksin ki görmediğin
şeyi nasıl seviyorsun? Bilmiyorum ama çok seviyorum. Maça gittiğimde o coşkuyu
hissetmek için çarşı taraftarının tam ortasına otururum. Aynı zamanda Çarşı
grubu mensubuyum. Golleri duymak için de kulaklık takılıdır kulağımda. Gollerin
dakikalarını vs. almak için maçı dinlerim. Kale önündeki pozisyonlarda taraftar
bir galeyana gelir. Gol olduğu zaman o taraftarla birlikte bağırırım.
Yeteneksizsiniz
Türkiye yarışmasına katılmanız ve sonrasından bahseder misiniz?
Kurban bayramından 3 gün moralimin
bozuk olduğu bir akşam eve geldim. Oğlum bana ‘’form dolduruyorum yarın saat 12
de özel bir otelde Yetneksizsiniz Türkiye yarışmasının seçmeleri var, oraya
gideceksin’’ dedi. Bunun gerekli olduğunu söyledi. Oğlum, ‘’Oraya çok insan
gidiyor, senin de gitmeni istiyorum’’ dedi. Ertesi gün 30küsür kişi katıldı ve
bir tek ben geçtim. Önce bir şekilde değerlendireceğiz fakat sonuç ne olur
bilmiyoruz dediler. 15 gün beklememi istediler. 15. Günün akşamında yarışma
ekibinden Berna Hanım tarafından arandım. Kıbrıs’ta sizi yarıştırmak istiyoruz
dediler. Bunun için de çok fazla bir şey yapmamıştım. Ufak sayı numaraları
yaptım. Kıbrıs’ta da bir hazırlık yapmadım. Program da benim istediğim gibi
gitti. Onlar bana asist yaptı ben gol attım diyebilirim.
Bu yarışmaya
çıkarak inanılmaz bir özgüven örneği oldunuz. Sizce bu yaptığınız diğer
engellilere de özgüven kaynağı olacak mıdır?
Bu olay diğer engellilere özgüven
vermeli. Çünkü engelli çocuğu olan aileler engelli çocuklarına ah, vah, tüh
diye yaklaşmamalılar. Ben 44 yaşındayım. Benim de annem bir engelli annesi ve
yıllarca mücadele etti. Ben mesela görme engellilerin alfabesini
kullanamıyorum. O şansım olmadı. Ama şanslıyım ki çalıştım ve emekli oldum. Bir
sosyal güvencem var. Çok uzun yıllar çalıştım. Öğretim üyeliği yaptım,
Üniversitede yöneticilik yaptım, ulusal sanatçılara bağlama ile eşlik ettim.
Birçok kanalda müzik icra ettim. Bu adeta ailemin bana verdiği açık çek. Beni
sıkmadılar ve serbest bıraktılar. Engellilerin önünü açarsanız engeller aşılır.
Ya da bir şeyi istiyorsanız ve o olmuyorsa. Yeterince istememişsinizdir.
Engellilere bu konuda örnek olursam ne mutlu bana. Bu ülkede 8 milyon engelli
var. Engellilerin şans bulması gerekiyor.
Sayılar ile
dünya rekoru kıracağınızı söylemiştiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz.
Bu turda bunu yapmayacağım. Yaparsam
bir esprisi kalmaz. Bunu daha öne defalarca yaptım. Bu benim sürekli yaptığım
bir şey. Bunu tescilletmek adına ve sayılar ile ilgili daha neler yapabilir
sorusuna binaen yapacağım. Laf olsun diye de değil gerçekten yapabildiğim ve
yapabileceğim için söyledim.
Sizce görme
engellilerinin en büyük sorunu ne?
Görme engellilerin tek büyük sorunu
şehirleşmedeki altyapı. Yani gelişmiş ülkelerde ya da gelişmekte olan ülkelerde
kaldırımların taşları, binecekleri otobüslerin mesafesi dahi görme engellilere
göre ayarlanıyor. Buda insanlara bir kolaylık sunuyor. Ben şanslıyım bu konuda.
Benimle birlikte benim gören gözüm olan birisi var. Başkaları bu şansı
bulamayabiliyor. Mesela otobüslerde ses sistemi olmalı. Tramvayda olduğu gibi
otobüslerde de olmalı. Görme engelliler için bir kolaylıktır bu. Yanlış mı
düşünüyorum bilmiyorum.
Son olarak
neler söylemek istersiniz?
Elimizden geldiğince Kayseri’yi
temsil etmeye çalışıyorum. Biraz Kayseri, biraz da Beşiktaş camiası son
zamanlarda beni alışık olmadığım derecede sahiplendi. Yakın bir alaka var. Bunu
sadece benim nazarımda değil. Bir gün ya da bir hafta engelliler haftası
olmasın. Bu duruma gereken önemi herkes göstersin. Benim söyleyeceklerim
bunlar.
KAYSERİ DENİZ POSTASI
GAZETESİNDE YAYINLANDI
RÖPORTAJ UĞUR AYAZSIN
HAZIRLAYAN LEMAN ÖZDİLEK