7 Kasım 2013 Perşembe












KALKINMASINI SAĞLAYAMAMIŞ

İLÇELERDE BELEDİYENİN KONUMU

           NEDİR?

                  











YEŞİLHİSAR CUMHURİYET HALK PARTİSİ İLÇE

 SEKRETERİ LATİF DEĞİRMENCİ İLE 

DOBRA DOBRA BİR SÖYLEŞİ.







Bize Kendinizi tanıtır mısınız? 

     Cumhuriyet Halk Partisi Yeşilhisar İlçe
 Başkanlığı (İlçe Sekreteri Latif Değirmenci)



Kalkınmasını Sağlayamamış İlçelerde 'BELEDİYENİN'  
konumu nedir?

     Kalkınmasını sağlayamamış ilçelerde Belediyenin anlaşılma biçimini 2 şekilde değerlendirebiliriz.

Gerçekte bu bölgelerde Belediye halka hizmet götüren
 halkın ve ilçenin yerel bazdaki her türlü sorun ve problemleri ile ilgilenen yerel yatırımları ve istihdam alanlarını destekleyen o ilçenin kalkınmışlığını ve ilerlemesine katkıda bulunan kuruluş demektir.

   Halk anlayışında ise Belediye siyasi seçimler ile iş başına gelen 5 yıllık bir dönem için seçilen ve bu süre sonunda değişen seçilmiş insanlar ve meclis üyeleri olarak bilinen bir dönemdir.







Kalkınmasını sağlayamamış ilçelerde biz “BELEDİYE BAŞKANLARINA” nasıl bir yetki verğimizin bilgisine
sahipmiyiz?

     Kalkınmasını sağlayamamış ilçelerde belediye başkanına nasıl bir yetki veriyoruz ve ilgili belediye başkanı bu yetkilerini nasıl kullanıyor sorusuna verilecek cevap net olarak bildirelim ki “BİLMİYORUZ” olacaktır.


Zira bizler toplum olarak belediye başkanının yetkilerini bilmediğimiz gibi belediye başkanının da bize karşı olan görev sorumluluklarını da bilmiyoruz.

Bizler toplum olarak seçim dönemlerinde aday olarak gösterilen başkan adaylarından birisini tercih ederiz seçeriz ve sonrasında neden ve niçin seçtiğimizi dahi bilmeyiz ve sorgulamayız.
 Ona hangi yetkileri verdiğimizi bilmeden oyumuzu veririz sonrada kendimize öz eleştiri yapmak yerine “Getirdikte ne oldu hiçbir iş yapmıyor, çalışmıyor, iş ve istihdam sağlamıyor, halkın sorunları ve dertleri ile ilgilenmiyor gibi vb.” şekilde beyan ve davranışlar içerisinde bulunuruz. Çünkü verdiğimiz yetkinin bilincinde olan bir toplum değilizdir.





Belediye Bünyesindeki 'İŞ KUR 
KUR HİZMET NOKTASININ'
faaliyetlerine yönelik memnuniyet
ve memnuniyetsizlik durumuna göre kamuoyu araştırılmasının verilmesi gerekmez mi?



     Biz Yeşilhisar toplumu olarak İş Kur Hizmet Noktası ismini belki de ilk defa duyan insanlarız, mutlaka bilenler vardır ancak toplumun büyük bir çoğunluğu İş Kur hizmet noktasının ne olduğunu dahi bilmiyor. Ancak geniş kapsamlı olarak düşündüğümüzde bilmemiz gerektiği kanaatindeyiz.

Toplumun böyle bir kuruluştan (İstisnalar hariç ) haberinin olmaması bu hususta bir kamuoyu araştırması yapılmasını da anlamsız bir hale getirmektedir.
 Doğru olan gerçek ise böylesine bir araştırmanın yapılmasının gerektiği ilgili kuruluş ile Belediyenin yapmış olduğu işçi ve memur alımlarında gerekli kıstaslara uyulup uymadığının yapılan uygulamaların doğru olup olmadığının denetlenmesi gerekir ki buda ne kadar bilinçsiz ve araştırmacı olmayan bir toplum olduğumuzun bir göstergesidir. Bu güne kadarda böylesine bir araştırma ve kamuoyu yoklaması yapılmamıştır.









Belediye Büro Hizmetlerine ' İŞ KUR' adı altında yada değişik isimlerle alınan personelin Eğitim seviyesini önemsememe lüksüne Belediye Başkanı sahip midir?


     Bilineceği üzere gelişmekte olan toplumlar ve halk kitleleri genel olarak araştırmacı ve sorgulamacı olmayan toplumlardır. Soruda belirtildiği üzere “Belediye Büro Hizmetleri “ adı altında belediyemizde bir hizmet sektörünün olduğu hususunda bırakın toplumu o kurumda çalışan birçok insanın bilgisinin olduğunu ve nasıl hizmet verdiğini bildiklerini zannetmiyoruz.

 Memur ve işçi alımlarında Eğitim seviyesi kriterlerinin aranması ve kriterlere uygun olan kişiler ile iş akitlerinin yapılması gerekir ki buda yukarıda belirtmiş olduğumuz Belediye uhdesinde bulunması gereken Belediye Hizmet Büroları aracılığı ile yapılmalıdır.

Kaldı ki Küçük nüfusa sahip olunan belediyelerde işçi ve memur alımları hususunda toplum tarafından tek yetkili Belediye başkanı olarak bilinir ve o şekilde düşünülür.
 Bunun son derece yanlış olduğu bir gerçektir. Ancak bizler toplum olarak sorgulama ve araştırma zahmetine katlanmadığımız için uygulamanın başka şekilde olduğunu bilmeyiz ve körü körüne yapılan işlemlerin doğru olduğuna inanırız.

Bir Belediye Başkanının memur ya da işçi alımlarında tercih etme gibi bir lüksü bulunmaz ve bulunmamalıdır. Kanunda yazılı bulunan kriterlere uygun olarak hareket etmeli eşdeğer durumlarda ise tercih hakkını kullanabilmelidir. Ancak bizlerde uygulama bu şekilde değildir.






Dönem Değerlendirilmesinde
Belediye Başkanı ve Başkan 
Yardımcısı    ile Encümen ve
Meclis Üyelerinin değerlendirilmesinin yapılması
gerekmez mi?



    Dönem değerlendirilmesi hususunda ise Başkan yardımcısı meclis ve encümen üyelerinin gerçekçi davranarak öz eleştirisini yapması aslolan bir kuraldır. Ancak bu kural demokrasi anlayışı gelişmiş toplumlarda gerçekleşmektedir.

Bu güne kadar hiçbir belediye başkanı başkan yardımcısı meclis ve encümen üyelerinin kendileri için öz eleştiri yaptıklarını görmedik ve duymadık.
 Bundan sonra olacağını da zannetmiyorum. Zira Meclis ve encümen üyeleri genel olarak sadece oy potansiyeline sahip oldukları için seçilen insanlardır.
 Proje üreten yatırımlara dönük çalışmaları olan istihdam sağlayıcı projeleri olmayan kısaca ufku dar olan insanlardan seçilmektedir ki bu bizim toplumlarımızın kanayan yaralarından birisidir.
 Ayrıca bu kurumlardaki üyelerin yasal hiçbir sorumlulukları yoktur. Sadece uygulamada nazara alınan kurumlardır. Bu durum göz önüne alındığından sorumluluğu olmayan kişilerin değerlendirme yapmaları da söz konusu olmamaktadır.
 Ayrıca toplum ya da seçmenler tarafından sorgulanmadıkları yaptıkları ve nasıl çalıştıkları bilinmediğinden dolayı kendileri de kendilerini sorgulamamakta mevcut hali hazır durumu ile üyemisin üyeyim düşüncesi içerisinde bulunmaktadırlar.
 Yıllardan beri bu uygulama bu şekilde olduğundan dolayı o üyelerinden bu şekilde davranmalarını yadırgamamak gerekir.
Ancak bunun böyle olmaması meclis ve encümen üyelerinin fikir üreten yatırımlara öncelik veren ilçenin kalkınmasına yönelik tutum ve davranışlar içerisinde bulunan projeler üreten insanların olması gerekmektedir.






Belediye Başkanları ilçesindeki Eğitim seviyesi olan (Üniversite mezunları) gençleri önemsememekle Kuruma, İlçesine Eğitim seviyesi bulunan gençlerin ve ailelerinin psikolojisine zarar vermiyor mu? Bu aynı zamanda bir İnsan Hakları İhlali değimlidir?

     Bilineceği üzere bizim toplulumuzda şu anlayış hakimdir “Belediye Başkanı yönetimden adeta tek başına sorumludur” psikolojisi ile olaylara bakmaktadırlar. İşçi ya da memur alımları olsun sair işlemler olsun topluma göre her şeye belediye başkanı karar verir düşüncesi hakimdir.

Bu nedenledir ki bu tür istihdam olaylarında ilçe bazında düşünecek olursak bir çok üniversite mezunu gencimiz ya da lise ve dengi okul mezunu insanlarımız boş gezerek kahve köşelerinde pineklerken ileriye dönük düşünce ve beyin yapısı oluşturmaması nedeni ile bu gençler değerlendirilememekte ya da kıymeti bilinmemektedir. Ayrıca hiçbir belediye başkanı ya da encümen üyesi kendisinden zeki insanlarla çalışmak istemezler ki buda bir çeşit psikolojik rahatsızlıktır.

Bu durum aileleri ister istemez psikolojik olarak yıpratmaktadır. Zira bir aile çocuğunu her tür öz veride bulunarak okutmuş iş sahibi olarak görmek için her tür eziyet ve sıkıntıya katlanmış ve karşılığını alamamıştır. Belediyelerimize istihdam esnasında eğitim kriterlerine, yerine göre hiç bakılmamakta ve eğitim seyise düşük insanlar çalıştırılmak istenmektedir ki bu son derece yanlış bir algılamadır. (Hiçbir belediye çalışanını küçümsemek anlamında kullanılan bir tanımlama değildir) Zira her çalışan değerli ve kıymetli bir personeldir. Bunun altını özellikle çizmek isteriz. Ancak bazı gerçekleri görmemiz ve doğru olana hakkını teslim etmemiz gerekir.

Bu bir insan Hakları İhlali mi? Sorusuna ise vereceğimiz cevap şu olmalıdır. Ülkemize baktığımız zaman o kadar çok insan hakları ihlalleri var ki böylesine bir konuda bunun İnsan Hakları ihlali olduğu hususuna sıra dahi gelmez ama objektif baktığımızda bir insan hakları ihlali olduğu konusunu da düşünmemek mümkün değildir.











Dönem Değerlendirmesi yapılırken Bizler görmek istediklerimizi göremedik diye “Başarısız bir dönem demek “ yerine konunun analizini uzmanların yapması gerekmez mi?

    Dönem değerlendirilmesi ile ilgili olarak yapacağımız analiz hususunda bu konuya yukarıda azda olsa değindik. Ancak bunu açmamız gerekirse! Toplum olarak verdiğimiz oyların hangi işlerde ne amaçla kullanıldığını güvendiğimiz ve inandığımız yönetimi iş başına getirmekle hangi işleri ne şekilde yaptınız memleket için yapılan atılım ve yatırımlar nelerdir bu güne kadar hangi çalışmaları yaptınız vb. hususlarda hakkımızı arayan güvenimizi sorgulayan bir toplum olmadığımız müddetçe “BAŞARISIZ BİR DÖNEM, HİÇ BİR İŞ YAPILMADI, ALLAH’TAN KORKUN, VİCDANSIZ MERHAMETSİZLER, HİÇ Mİ MEMLEKET SEVGİNİZ YOK, VB” gibi itamlarda bulunma hakkımızda kendimizde bulmamamız gerektiği kanaat ve düşüncesindeyiz.
 İnsanlar kendi haklarını aramadıkları müddetçe başkaları bizim haklarımızı mecbur kalmadıkları müddetçe aramazlar ki buda toplumumuzun kanayan yaralarından birisidir.

Bu hususlara ilgili olarak konunun uzmanlarının değerlendirme yapması sadece resmiyet açısından düşünülmesi gereken bir konudur.
 Zira hangi uzmanı getirirseniz getirin vereceği rapor genel olarak bağlayıcı hüküm tesis etmemekle birlikte bu tür değerlendirmeler ve raporlar toplum ile paylaşılmadığından ve paylaşılmayacağından dolayı bir anlam ifade etmemektedir.

Bizler sorgulayan araştıran ve inceleyen bireyler ve bu bireylerin değer yargılamaları sonunda hakkını arayan bir toplum oluşturmadığımız müddetçe sistemi değiştirmek ya da bir yere kanalize etmek de mümkün olmayacaktır.
 Dolayısı ile konunun uzmanlar tarafından değerlendirilmesinin halk gözünde hiç bir ifade etmediğini bildirmek durumunda kalırız.







        Merkez ilçe olmak konusunda bize ayrıntılı bilgi verirmisiniz?

    Merkez ilçe olmak hususundaki düşüncelerimize gelince: Yerel Yönetimler kanunu her yerel yönetimin güçlendirilmesi kendi bütçesini yapması ve hiçbir yere bağımlı olmasını öneren bir yasa değildir.
  Tam tersine halk tabiri ile kendi yağı ile kavrulan yönetimleri oluşturulmasına yönelik bir uygulamadır.

   Ancak Siyasi yönetimler tarafından bu husus hiçbir zaman dikkate   


   alınmamış merkeze bağlı ve adeta emir verince her istediği
   yapılan kurumlar haline getirilmiştir.

Bu son derece yanlış bir uygulamadır. Kendi ilçemizden örnekleme yapacak olursak; Merkez ilçe olmamız durumunda bürokratik engeller biraz daha fazlalaşacak, imar hususunda yetki merkeze devredilecek, mahalle yapılan köylerde her tür imarla ilgili olarak sorunlar yaşanacaktır.
 Merkez ilçe olmak sadece Belediye otobüsleri ile Kayseri’ye 6.00 TL ye gitmek yerine 2.00 TL ye gitmek değildir. Zaten düşündüğümüzde Yeşilhisar’ın yolcu potansiyeli bellidir, Bu potansiyel merkez ilçe olmamız durumunda en fazla %10 artacaktır ki bununda topluma hiçbir getirisi yoktur. Bunun dışında emlak vergileri artacak yatırım ve istihdamlarda merkeze bağlı merkeziyetçi bir yönetim oluşacaktır. Toplumumuz bunun açısını ileride çekecektir.
 Bunun yanı sıra bir takım yatırım ve atılımlarda mutlaka yapılacaktır. Ancak bunun kısa vadede olacağını düşünmüyoruz.

Daha önceki dönemlerde gördük Büyükşehir Belediye Başkanı gelerek “NE İSTERSENİZ VERECEĞİZ BURAYA YATIRIM AKACAK VB sözler vermişler ve bunların hiç birisi gerçekleşmemiştir.
 Bu sözler seçim dönemlerindeki video kayıtları ile mevcuttur. İnsanlarımız bunu sorgulamak yerine Kayseri’ye nasıl ucuza gidebilirm hesabı yapmaktadırlar ki bu son derece yanlış bir düşünce tarzıdır.

Halk arasında söylenen bir tabir vardır 3 Kuruş için 5 kuruş kaybetmeye değmez denilir. Bu sözü hiçbir zaman unutmamalı ve ufkumuzu geniş tutarak bu memleketin gelecek dönemde nasıl yatırımlar alabileceğini nasıl ileri gidebileceğini hesaplamamız şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir.
 Genel bir değerlendirme yapacak olursan Yeşilhisar ilçemizin merkez ilçe olması iyi politikalar üretildiği takdirde uzun vadede yararlı olacağı düşünce ve kanaati İçerisindeyiz, kısır çekişmelerden uzak halka hesap veren bir yönetim ve vermiş olduğu hesabın arkasında duran bir ekibin bu memleket için iyi şeyler yapacağı kanaat ve düşüncesindeyiz.


 RÖPORTAJ LEMAN ÖZDİLEK





19 HAZİRAN 2013 TARİHİNDE KAYSERİ DENİZ POSTASI 
GAZETESİNDE YAYINLANDI























                                                          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder